Page 29 - TARİH 9 - Ünite 2
P. 29
İNSANLIĞIN İLK DÖNEMLERİ
Aristokratlar arasından belli bir zümrenin, krallığı yönetme
hakkının kendilerinde olduğunu iddia etmesi ve yöneticilerin
sadece o gruptan seçilmesi oligarşi denilen yönetim anlayışını
doğurmuştur. İlk Çağ Yunan kentlerindeki bu seçim, cumhu-
riyet ve demokrasi anlayışının ilk izleridir. Ancak seçimlerde
sadece belli kişiler aday olabilmekte ve halkın tamamı değil
sadece soylular oy kullanabilmektedir.
Daha sonraki dönemlerde Yunan medeniyeti içinde, soylulu-
ğa dayalı ayrıcalıklı sınıf olan aristokratlara veya halka karşı
zaman zaman güç kullanarak yönetimi ele geçiren kişiler
olmuştur. Bu kişilere tiran bunların yönetimine de tiranlık
denmiştir (Görsel 2.37).
Tiran Peisistratos Dönemi’nde Atina’da özellikle köylüler altın
çağını yaşamıştır. Ancak oğulları aynı başarılı yönetimi sergi-
leyememiş ve iki aristokrat tarafından öldürülmüştür. Böylece Görsel 2.37
Atina’da tiranlık yönetimi son buldu. Sonrasında Atinalılar bu Tiran (Büst)
iki kişiyi tiranlığı yıktıkları için kahraman ilan etmiş ve hey-
kellerini yaptırmıştır. Bunlar dikilen ilk kamu heykelleri olarak
kabul edilir. BİLİYOR MUSUNUZ?
İlk Çağ’da Persler; İran, Anadolu, Mezopotamya, Mısır ve
hatta Yunanistan’ın bazı bölgelerini içine alan büyük bir im-
paratorluk kurmuşlardı. Bu kadar geniş toprakları yönetmek
için de Satraplık denilen eyalet sistemini oluşturmuşlardı. Bu
sistemde ülke eyaletlere ayrılmış ve eyaletler Satrap adı ve-
rilen idareciler tarafından yönetilmişti. Satraplar merkezden
gönderilen memurlar tarafından denetlenmişti. Ayrıca merkezî
otoriteyi güçlendirmek ve eyaletler arasında iletişim kurmak
amacıyla Persler, gelişmiş bir posta teşkilatı kurmuşlardı.
Kurduğu imparatorluğun yönetiminde Perslerden etkilenen
Büyük İskender, satraplık idaresini benimsemiştir. Büyük İs-
kender’in uyguladığı yönetim sistemi de Roma İmparatorlu-
ğu’na örnek olmuştur. Roma, satraplık idaresinde değişiklikler
yaparak geliştirmiş ve eyalet
sistemini uygulamıştır.
Roma’da kraldan sonra etkin
bir danışma kurulu olan sena-
toya (Görsel 2.38), soylular
girebilmişti. Roma toplumu;
patriciler, plepler ve köleler
olmak üzere üç sınıfa ayrıl-
mıştı. Senatoda görev yapan
soylu sınıfa patrici, Roma’ya
sonradan gelip yerleşenlere Görsel 2.38
de plep adı verilirdi. Köleler ise Roma’nın işgali altındaki ül- Roma senatosu
(Cesare Maccari,
kelerden getirilmiş, patricilerin evlerinde hizmetçilik ya da “Cicero Denounces Catiline”)
uşaklık yapan tarlalarda işçi olarak çalışan sınıftı.
53