Page 13 - Türk Dili ve Edebiyatı 10 | 3.Ünite
P. 13

ŞİİR




                                        METİN VE TÜRLE İLGİLİ AÇIKLAMALAR


                  Okuduğunuz metin parçaları Geçiş Dönemi’ne ait eserlerden alınmıştır. Geçiş Dönemi (XI-XII.
               yüzyıl), Türk edebiyatında İslamiyet’in Kabulünden Önceki Dönem’den İslami Dönem’e geçişi ifade
               etmektedir. Metinlerde de görüldüğü üzere içerikte ve dilde İslamiyet’in etkisi göze çarpmaktadır.
                  I. metin, “Mutluluk Veren Bilgi” anlamına gelen Kutadgu Bilig’e aittir. Kutadgu Bilig, Geçiş Döne-
               mi’nin edebî eser niteliği taşıyan ilk örneğidir. Aynı zamanda İslamiyet’in etkilerinin görüldüğü ilk
               eserdir. 1069’da Yusuf Has Hâcip tarafından yazılan ve Karahanlı Hükümdârı Tabgaç Buğra Han’a
               sunulan eser, insanlara hem bu dünyada hem de ahirette mutlu olmanın yollarını göstermeyi amaç-
               lamaktadır. Türk edebiyatında ilk mesnevi olma özelliğini taşıyan bu eser, aruzun fe’ûlün/fe’ûlün/
               fe’ûlün/fe’ûl kalıbıyla yazılmıştır. Eser 6645 beyit ve 173 dörtlükten oluşmaktadır. Okuduğunuz me-
               tin, eserin beyitlerle yazılan bölümlerine aittir ve beyitlerde baharın gelişi anlatılmaktadır. Eserde
               dörtlüklerin  kullanılması  onu  İslamiyet’in  kabulünden  önceki  şiir  geleneğine;  beyitlerle,  mesnevi
               nazım biçimiyle ve aruz ölçüsüyle yazılması da İslamiyet etkisindeki şiir geleneğine bağlamaktadır.
               Kutadgu Bilig, öğretici yanı ağır basan ve düşünce ağırlıklı bir eserdir. Eserde “bir yaşantı veya dav-
               ranışın daha iyi kavranmasını sağlamak için göz önünde canlandırıp dile getirme” anlamına gelen
               alegoriler yer almaktadır. Bu yönüyle eser alegorik bir mesnevi örneğidir. Eserde söz konusu olaylar,
               dört sembolik kişi etrafında geçmektedir. Bu kahramanların ağızlarından yazarın insan mutluluğuna,
               sosyal düzene, devlet yönetimine ilişkin görüşleri dile getirilir. Eserin kahramanlarından Kün Togdı
               (Hükümdar) adaleti, Ay Toldı (Vezir) saadeti, Ögdülmiş (Vezirin oğlu) aklı, Odgurmış (Vezirin kar-
               deşi) ise akıbeti temsil eder. Eser, edebiyatımızdaki ilk siyasetname örneği olması yönüyle de önemli
               bir yere sahiptir.
                  II. metin, Geçiş Dönemi’nin ikinci önemli eseri olan Divânu Lugati’t-Türk’ten alınmıştır. Örnek ola-
               rak alınan giriş bölümünde eserin nasıl yazıldığı, kaç bölüme ayrıldığı anlatılmaktadır. Eserin giriş
               bölümünden itibaren İslamiyet etkisi açıkça görülmektedir. 1074’te Kaşgarlı Mahmut tarafından ya-
               zılan eser, Türkçe-Arapça bir sözlüktür. Eserin yazılış amacı Araplara Türkçeyi öğretmek ve Türkçe-
               nin zengin dil varlığını ortaya çıkarmaktır. Eserde Türkçe kelimelerin Arapça karşılıkları verilmiş ve
               Türkmen, Oğuz, Çiğil gibi çeşitli Türk boylarının dilleri tanıtılmıştır. Arap harfleriyle kaleme alınan
               Divânu Lugati’t-Türk’te Karahanlı Türkçesinin ses özellikleri görülmektedir. Eserde halk dilinde yer
               alan kelimeler, deyimler, atasözleri ve şiir örnekleri bulunmaktadır. Kaşgarlı Mahmut, bütün bu bilgi-
               leri Türk boylarını dolaşarak elde etmiştir. Eserin sonunda Türk illerini gösteren ve tarihî önem taşı-
               yan bir harita bulunmaktadır. Divânu Lugati’t-Türk; Türkçenin bilinen ilk sözlüğü, ilk dil bilgisi kitabı
               ve ilk edebiyat antolojisi olma özelliğini taşıyan geniş kapsamlı bir eserdir. Bu özellikleri dolayısıyla
               pek çok bilim dalına kaynaklık etmektedir.
                   III. metin, “Hakikatlerin Eşiği” anlamına gelen Atabetü’l-Hakayık’tan alınmıştır. Eser, Hakaniye
               lehçesiyle Edip Ahmet Yükneki tarafından yazılmıştır. Eserin bazı bölümleri beyitlerle yazılmış olup
               esas metin bölümlerinde dörtlük tercih edilmiştir. Bu bölümlerde bilginin yararları ile cahilliğin za-
               rarları, cömertliğin övgüsü, cimriliğin yergisi, kibirliliğin kötülükleri, dünyanın geçiciliği gibi konu-
               lar işlenmiştir. Eserden örnek olarak alınan metin parçası, bilginin faydası ve bilgisizliğin zararlarıy-
               la ilgilidir. Eserde işlenen bu konulardan da anlaşılacağı üzere Atabetü’l-Hakayık, dinî-ahlaki içerikli
               öğretici bir eserdir. İslam dininin etkisiyle eserde Arapça-Farsça birçok kelime kullanılmıştır. Atabe-
               tü’l-Hakayık; İslamiyet etkisindeki Türk edebiyatının, İslam inançlarını telkin eden ilk eseri olması
               yönüyle de önemli bir yere sahiptir.
                  Dönemin son eseri, Hoca Ahmed Yesevî’nin hikmet adını verdiği şiirlerinin yer aldığı ve öğren-
               cileri tarafından toplanarak kitap hâline getirilen Divân-ı Hikmet’tir. Dinî-tasavvufi şiirin kurucusu
               olarak bilinen Hoca Ahmet Yesevî; İslami bilimleri, Arapça ve Farsçayı iyi bilmektedir. Etrafında top-
               lanan müritlerine dervişlik adabını öğretebilmek için onların anlayacağı bir dille manzumeler yaza-
               rak seslenir. Bu manzumeler hikmet adıyla anılmaktadır. Dörtlüklerle yazılan hikmetler genellikle 7’li
               ve 12’li hece ölçüsüyle oluşturulmuştur. Hikmetlerde atasözlerinin kullanımı dikkat çekicidir. Eserde
               Hz. Peygamber’in hayatı ve mucizeleri, dünyadan şikâyet, kıyamet gününün yakınlığı, dervişliğin
               faziletleri gibi dinî konular işlenmiştir. Metinden alınan bölümde de Hak yolunda ilerleyen kişinin
               nefsanî arzulardan uzaklaşması dile getirilmiştir. Eser, tasavvufu yaymak amacıyla yazıldığı için li-
               rizm yönü zayıf, öğretici yanı ağır basan, sanat kaygısı taşımayan manzumelerden oluşmaktadır.




                                                                                                           91
   8   9   10   11   12   13   14   15   16   17   18