Page 6 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 | 2.Ünite
P. 6
2. Ünite
Metin ve Türle İlgili Açıklamalar
Hikâye (öykü); gerçek ya da gerçeğe uygun olay veya durum-
ların kişi, yer ve zaman ögelerine bağlı olarak anlatıldığı kısa ede-
bî türdür. Bu türün yapı unsurları olan olay, kişi, yer ve zaman dar
kapsamlıdır. Hikâyede genellikle kısa cümleler kullanılır. Hikâyeler,
olay hikâyesi ve durum hikâyesi olmak üzere ikiye ayrılır.
İtalyan yazar Boccaccio’nun (Bokaçyo) yazdığı Decameron (De-
kameron) adlı eser, hikâye türünün ilk örneği kabul edilir. Fransız
edebiyatında Guy de Maupassant’ın Ay Işığı, Alphonse Daudet’nin
(Alfons Dode) Pazartesi Hikâyeleri; Alman edebiyatında Heinrich
Böll’ün (Haynriş Böl) Haberci; Rus edebiyatında Puşkin’in Maça Kızı,
Gogol’un Palto, Çehov’un Köylüler, Altı Numaralı Koğuş, Gorki’nin
İtalya Hikâyeleri; Amerikan edebiyatında O’Henry’nin (O Henri) Son
Yaprak, William Faulkner’ın (Vilyım Folknır) Ayı, Edgar Alan Poe’nun
(Edgır Elın Po) Kuyu ve Sarkaç adlı eserleri hikâye türünün dünya
edebiyatındaki tanınmış örneklerindendir.
Türk edebiyatında destan, efsane, masal, mesnevi, halk hikâye-
si gibi türler; hikâye türünün yerli kaynaklarını oluşturur. XV. yüz-
yılda yazıya geçirilen Dede Korkut Hikâyeleri, divan edebiyatındaki
mesneviler ve halk edebiyatı ürünleri olan halk hikâyeleri; modern
hikâyeden önceki dönemlerde hikâye türünün işlevini üstlenmiş-
tir.
Batılı anlamda hikâye, Türk edebiyatında Tanzimat Dönemi’nde
görülmeye başlanmıştır. Bu dönem yazarlarından Ahmet Mithat
Efendi ilk yerli hikâye olan Letaif-i Rivayat’ı, Sami Paşazade Sezai ise
Batı tekniğine uygun ilk hikâye kabul edilen Küçük Şeyler’i yazmıştır.
Servetifünun Dönemi’nde Halit Ziya Uşaklıgil’in Bir Yazın Tarihi; Millî
Edebiyat Dönemi’nde Ömer Seyfettin’in Kaşağı, Yüksek Ökçeler; Ha-
lide Edip Adıvar’ın Dağa Çıkan Kurt; Refik Halit Karay’ın Memleket
Hikâyeleri başlıca hikâye örnekleridir.
Cumhuriyet Dönemi’nde Hikâye (1923-1940)
Millî Edebiyat sanatçılarının da eser vermeye devam ettiği Cumhuriyet Dönemi'nin ilk yıllarında
daha çok, gözlemci gerçekçiliğe dayalı hikâyeler yazılmıştır. Bu dönemde bazı sanatçılar hikâyele-
rinde toplumsal konuları, Cumhuriyet devrimlerini, yeni kurum ve değerleri ele alırken bazıları da
bireyin iç dünyasını esas alan hikâyeler yazmıştır. Bu yıllarda Reşat Nuri Güntekin’in Leyla ile Mecnun;
Fahri Celalettin Göktulga’nın Telak-ı Selase; Ercüment Ekrem Talu’nun Teravihten Sahura; Nahid Sırrı
Örik’in Eski Resimler; Sadri Ertem’in Bacayı İndir Bacayı Kaldır; Memduh Şevket Esendal’ın Otlakçı, Pa-
zarlık; Sabahattin Ali’nin Ses, Kamyon; Sait Faik Abasıyanık’ın Son Kuşlar, Lüzumsuz Adam adlı eserleri
tanınmış hikâye örneklerindendir.
Cumhuriyet Dönemi yazarlarından Sabahattin Ali, Kamyon adlı olay hikâyesinde, yoksulluk ne-
deniyle büyük kente çalışmaya giden genç bir köylünün acıyla sonlanan yolculuğunu, gerçekçilik
akımına bağlı olarak anlatmıştır. Yazar metinde gerçekçi gözlemlere yer vermiştir:
Kamyon, Zincirli Han’ın dar ve basık kapısından, yan duvarlara sürtünüp sıvaları dökerek ve üzerine
bağlanmış sepetlerle çuvalları dört tarafa fırlatarak ıkına sıkına çıktı. Şoför bir eliyle direksiyona yapışmış,
dört metre genişliğindeki sokağın karşı tarafındaki berber dükkânlarına girmeden sola manevra yapabil-
meye uğraşıyor, öteki eliyle de ağzına peynirli pide tıkıyordu.
38