Page 13 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 | 3.Ünite
P. 13
Şiir
Metinde Geçen Bazı Kelime ve Kelime Grupları
âsumân: Gökyüzü. neşîde: Şiir.
bâd: Yel, rüzgâr. per: Kanat, kuş tüyü.
berf: Kar. pervâz: Uçma, uçuş.
berk: Yaprak. pûyân: Koşan.
cenâh: Kanat. revân: 1. Akan, giden. 2. Can, ruh.
dest: El. rîşe: Saçak, püskül.
efgaan: Acı ile haykırma, inleme. riyâz-i melekût: Meleklerin bahçeleri, saltanat
elhân: Nağmeler, ezgiler. bahçeleri.
rîzân: Dökülen, akan.
eyyâm-ı nev-bahâr: İlkbahar günleri.
samt: Susma.
ezhâr: Çiçekler.
ferdâ: Yarın. sefîd: Ak, beyaz.
sehâb: Bulut.
gaaib eylemek: Kaybetmek.
semen: Yasemin.
girîzân: Kaçan.
gunûde: Uyumuş, uyuklamış. ser-te-ser: Baştan başa.
sû: Taraf, yan.
hadîka: Bahçe.
sürûd: Şarkı, türkü.
hamûş: Susmuş, sessiz.
kebûter: Güvercin. sütre: Perde, örtü.
şâh-sâr: Ağaçlık, koruluk.
kerem: 1. Soyluluk. 2. Cömertlik, bağış.
şeydâ: Aşktan aklını kaybetmiş, şaşkın.
kulûb: Kalpler.
lâne: Yuva. şitâ: Kış.
şükûfe: Çiçek.
lerzân: Titrek, titreyen.
ter: 1. Islak. 2. Taze.
lerze: Titreme, titreyiş.
mâi: Mavi. tûde: Yığın, küme.
tuyûr: Kuşlar.
mezâmîr: Makamla okunan Zebur sureleri.
zılâl: Gölgeler.
mürde: Ölü, ölmüş.
mürgaan: Kuşlar.
Metin ve Türle İlgili Açıklamalar
Elhan-ı Şita, Cenap Şahabettin’in en ünlü şiiridir. Şiirlerinde güzellik arayışı içinde olan sanatçı, zen-
gin çağrışımlarla süslediği Elhan-ı Şita’da betimleyici bir anlatım tutumu sergilemiştir. Şiirde betim-
lenen tabiat ve tabiattaki varlıklar, bir dekor unsuru olarak değil işlevsel olarak kullanılmıştır. Bahara
ve kışa ait unsurlarla verilen tezat, âdeta hayal-gerçek çatışmasını aksettirir. Şiirde cümledeki anlamın
dize ya da beyitte tamamlanmayıp sonraki dizelere geçmesi görülür:
Bir beyaz lerze, bir dumanlı uçuş,
Eşini gaaib eyleyen bir kuş
gibi kar
Geçen eyyâm-ı nev-bahârı arar.
81