Page 15 - Türk Dili ve Edebiyatı 12 | 1.Ünite
P. 15
GİRİ
3. Aşağıdaki parça okuduğunuz metinden alınmıştır. Bu parçada kullanılan noktalama işaretleri-
nin parçadaki kullanım amaçlarını açıklayınız.
Dil, toplum hayatı ile birlikte yürür. Toplumdaki değişmeler dile de yansır. Bunun için dilin ke-
lime varlığı son şeklini almış, tamamlanmış, altına çizgi çekilmiş bir sayı değildir. Dil, yeni nes-
ne ve kavramlara kendi imkânları ile yeni karşılıklar bulur. Dil, durmadan yeni kelimeler üretir.
Ancak Sümerce, Hititçe, Toharca gibi ölü dillerin söz varlığı değişmez, yazılı metinlerde ne varsa
hepsi o kadardır.
BİLGİNİZ OLSUN
Aşağıda dilin, bulunduğu toplumun yaşantısına göre çeşitlilik göstermesi ile ilgili bilgi veren
bir parça yer almaktadır.
Bazı dillerde birbirine yakın kavramları anla-
tan pek çok kelime bulunduğu halde, bazı diller-
de böyle bir çeşitliliğin olmaması, doğrudan doğ-
ruya o dilin sosyal özellikleri ile ilgilidir. Söz gelişi
Türkçede devenin rengini gösteren bir tek deve
tüyü kelimesi bulunduğu halde, Arap dilinde bu
rengin ton farklarını gösteren, birçok hatta yüze
yakın kelimenin varlığından söz edilmesi, Arap
toplumundaki önemli yerinden ileri gelmektedir.
Bizim dilimizde de bunun yerini at türleri ve at
renkleri almıştır.
(…)
Eskimolarda, “kar”ın yaşama düzeni bakımından taşıdığı önem dolayısıyla, yavaş yavaş yağan
kar, kuru rüzgârla savrulan kar, toz halinde uçuşan kar, ıslak olarak buzlanmış kar, üstü buz tutmuş
kar, ev yapmakta kullanılan ve kalıp halinde kesilebilen kuru kar türleri için hep ayrı ayrı kelime-
ler bulunmaktadır. Görülüyor ki, diller, toplumların duygu ve düşünce tarzına, sosyal durumlarına,
oturdukları yerlere ve iklim şartlarına, tarihteki geçmişlerine, zaman içinde uğradıkları değişime
ve gelişmelere göre, şekil ve işleyiş bakımından birbirinden ayrı birer biçimlenmeye uğramışlardır.
Zeynep Korkmaz, Türk Dili ve Kompozisyon
25