Page 32 - Türk Dili ve Edebiyatı 9 | 3.Ünite
P. 32
3. Ünite
Tenasüp (Uygunluk): Anlamca birbiriyle ilgili kelimelerin bir arada kullanılması sanatıdır.
Yersin, içersin sofrasından, üç yüz senedir,
Kuvvetlisin ama kuvvet hak değil.
Bakımsızlıklarla göçüp gitmiş bir cihan,
“Yemek, içmek, sofra” kelimeleri anlamca birbiriyle ilgilidir.
Tezat (Karşıtlık): Birbirine karşıt duygu, düşünce, hayal ve durumları ifade eden kavramları bir
arada kullanma sanatıdır.
Neden böyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
Birbirine karşıt kavramlar olan “dost” ve “düşman” kelimeleri kullanılarak tezat yapılmıştır.
Telmih (Hatırlatma): Hemen herkesçe bilinen bir olaya veya kişiye gönderme yaparak o olayı
veya kişiyi hatırlatma sanatıdır.
O gece o müthiş deniz durgundu,
Ömründe susmayan rüzgâr yorgundu,
En kara gönüller aya vurgundu
Leylâ’yı içinde bulan er gibi.
Dizelerinde hemen herkesçe bilinen Leyla ile Mecnun aşkına gönderme yapılarak bu tarihî kişilik-
ler hatırlatılmıştır.
Hüsnütalil (Güzel Nedene Bağlama): Bir olayı gerçek nedeninin dışında bir nedene, çoğun-
lukla da güzel bir nedene bağlama sanatıdır.
O çay ağır akar, yorgun mu bilmem?
Meh-tâbı hasta mı, solgun mu bilmem?
Dizelerinde çayın ağır akışı, gerçek nedeninin dışında bir nedene (yorgun oluşuna) bağlanmıştır.
Tecahüliarif (Bilmezden Gelme): Bildiği bir şeyi bilmez görünme, bilmezlikten gelme sanatıdır.
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
Şair, şakaklarındaki akların kar olmadığını; yaşlanmış, çizgili yüzün kendisine ait olduğunu bildiği
hâlde bilmezlikten gelmektedir.
Kinaye (Değinmece): Gerçek anlamı da düşünülebilecek bir sözü gerçek anlamının dışında
(mecaz anlamıyla) kullanma sanatıdır. Birçok deyim ve atasözünde kinayeye başvurulmuştur.
Gene parmağım ağzımda kaldı
Mâsumluk akıyordu yüzünüzden
Behçet Necatigil
Dizelerde gerçek anlamıyla da düşünülebilecek olan “parmağı ağzında kalmak” sözü mecaz anla-
mı kastedilerek kullanılmıştır.
100