Page 66 - Uluslararası İlişkiler
P. 66
ÜNİTE
4 DIŞ POLİTİKA
Aklınızda Bulunsun
Soğuk Savaş: II. Dünya Savaşı sonrasından 1990 yılına kadar süren “Bat ” ile “Doğu” arasındaki siyasi ve
ideolojik çekişmeyi ifade eden bir kavram olup ABD ve SSCB liderliğindeki kapitalist ve sosyalist kamp
arasındaki sürekli gerginlik ve sınırlı çat şma biçimini ifade eder. Soğuk Savaş terimi, ilk kez 1947 yılında
ABD’li Bernard Baruch (Bernard Baruc) taraf ndan kullanılmışt r.
Savaş benzeri: Çoğu kez silahlı çat şmaya varmayan, çeşitli ulusal ve uluslararası bunalımları anlatmak
için kullanılır.
ETKİNLİK
Atatürk’ün “Yurtta sulh, cihanda sulh” özdeyişini, ülke ve dünya barışı açısından değerlendiriniz.
3. Ekonomik Yardım ve Yaptırımlar
Ülkeler, ihtiyaçlarının hepsini kendi başlarına karşılayamazlar. Bazı ülkeler ihtiyacı olan gıda mad-
delerinin bir kısmını üretebilmekte, bazıları ham madde veya enerjisini dışarıdan almakta, bazıları da
sanayi mallarına ve teknoloji ürünlerine ihtiyaç duymaktadır. Ülkeler arasında her geçen gün ekonomik
ilişkiler artmakta olup karşılıklı ekonomik, kültürel ve siyasi ilişkiler ile birbirine bağımlılık süreci, bir ölçü-
de savaş riskini azaltmakta ve dolaylı olarak da güvenliği artırmaktadır.
Uluslararası ticareti hızlandıran gelişmelerden biri 1991 yılında SSCB’nin parçalanması süreci
sonunda Doğu Bloku’nun dağılması olmuştur. Bununla beraber kapalı ekonomiler rekabete açılmış, ti-
cari ve ekonomik ilişkiler gelişmiştir. Bu ülkelerde daha önce ekonomi tamamen merkezî hükûmetin elin-
de iken 1991 yılından itibaren serbest piyasa ekonomisine geçiş ile dünya ekonomisi yeni bir hareketlilik
kazanmıştır. Herhangi bir sorunu askerî yöntemlerle çözmenin maliyeti yüksek olduğundan, günümüz
dünyasında özellikle gelişmiş ülkeler, iktisadi yardım ve yaptırım gibi yöntemlere ağırlık vermiştir. Dış
politika araçları arasında ekonomik yöntemlerin ağırlığı gittikçe artmıştır. İktisadi yöntemler, dış yardım
ve ekonomik yaptırımlar olmak üzere ikiye ayrılmıştır.
Dış yardımlar, bir uluslararası aktörden diğerine yapılan mal, hizmet ya da sermaye aktarımı ola-
rak tanımlanabilir. Yardımı yapan aktörler genellikle ekonomileri gelişmiş olan ülkeler ya da bu ülkelerin
üyesi oldukları hükûmetler arası uluslararası örgütlerdir ve bağışçı adıyla anılır. Yardımı alan aktörler ise
savaştan yeni çıkmış, ekonomileri zarar görmüş ya da gelişmekte olan ülkelerdir.
Dış yardım, yapan aktöre göre ikiye; yardımın niteliğine göre ise dörde ayrılır. Dış yardım, bağışçı
bir ülke tarafından yapılıyorsa "iki taraf ı dış yardım"; uluslararası örgüt tarafından yapılıyorsa "çok taraf ı
dış yardım" adını alır. Mal, hizmet ya da sermaye şeklinde olabilen dış yardımlar genellikle dört bölümde
incelenmektedir.
Askerî Yardımlar: Silah, teknolojik destek, askerî personelin eğitimi şeklinde olabilmektedir. Çok
eski yardım türlerindendir. Geçmiş yüzyılda Fransa ve İngiltere tarafından müttef klerini güçlendirmek
için uygulanmıştır. II. Dünya Savaşı sonrası ABD ile SSCB yine müttef klerini güçlendirmek ve kendi
güvenliklerini sağlama almak için askerî yardımlarda bulunmuştur. Bazen ittifak dışındaki bağlantısız
ülkelere de siyasi çıkarlar için yardımlar yapılmıştır. Gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelerin prestijle-
rini yükseltmek için bu ülkelere modern silahlar ve savaş uçakları verirler. Bu silahlara sahip olan ülkeler
de modern bir askerî güce kavuştuklarına inanırlar. Bu yardımların kontrolü, gelişmiş ülkeler için kolay
olmaktadır.
Hibeler ve Krediler: Kalkınma kredisi olarak da bilinen hibe ve krediler, ekonomik yardımların
içinde en önemli paya sahiptir. Ayrıca hibe (bağış) şeklinde yapılan yardımlar da vardır. Hibelerin geri
ödenmesi söz konusu değildir. Bu tür yardımların uluslararası alandaki payı oldukça düşüktür.
Aklınızda Bulunsun
Bir ülkenin ikili ilişkilerindeki bağımlılığı ve pazarlık gücü, sat ğı mal çeşitlerinin ve alıcı ülke sayısının
fazlalığı ile doğru orant lıdır. Gelişmiş ülkeler, çok ve çeşitli mal üret p bunları birçok ülkeye satabildikle-
rinden pazarlık yapabilme ve bağımsız hareket edebilme gücüne sahipt rler.
66