Page 68 - Uluslararası İlişkiler
P. 68

ÜNİTE
         4     DIŞ POLİTİKA


               şusu Hindistan’a karşı Pakistan’ı desteklemiştir. Bunların yanında bazı Batılı ülkelerin eski sömürgeleri
               olan ülkelerle daha çok ilgilendikleri ve bu ülkelere ekonomik yardımlarda bulundukları görülmektedir.
                     Dış yardımlar, yardımda bulunan ülkelere genellikle saygınlık kazandırmakta ve o ülkelere karşı
               ilgiyi artırmaktadır. Gelişmiş ülkeler hedef ülkelere bazen kısa, bazen uzun vadeli ekonomik yardım
               programları uygularlar. ABD 1941 yılından sonra Ödünç Verme ve Kiralama Yasası’nı, 1947’de Marshall
               Yardımları’nı uygulamaya koymuş; Sovyetler Birliği, doğrudan yardım yerine kalkınma ve proje yardım-
               larına ağırlık vermiştir.
                       1960 sonrası baş gösteren ekonomik krizler, yardım alan ülke sayısını artırmış ve gelişmiş ülke-
               ler, tek taraf ı yardımlardan amaçladıkları sonuçları yeterince alamamışlardır. Dış yardım alan ülkeler de
               tek taraf ı bağımlılığa sıcak bakmadıklarından, çok taraf ı yardım yapan kuruluşlar, ön plana çıkmışlardır.
               Bu kuruluşların başında BM (Birleşmiş Milletler), AB (Avrupa Birliği), IMF (Uluslararası Para Fonu) ve
               Asya Kalkınma Bankası gelmektedir.
                     Uluslararası aktörler, iktisadi yöntemleri hedef ülkeleri cezalandırma için de kullanabilirler. Bunla-
               ra ekonomik yaptırımlar adı verilmektedir. Ekonomik yaptırımlar iki grupta incelenebilir.
                     Birinci grup yaptırımlar; gümrük tarifeleri, kotalar, aşırı f yat artırma, aşırı f yat düşürme gibi pa-
               sif ama uyarıcı nitelikli yaptırımlardır. Gelişmiş ülkeler, ihracat ya da ithalatta diğer ülkelere karşı bazı
               malların gümrük tarifelerinde değişiklik yapabilmekte, belli mallara kota uygulayabildikleri gibi f yatlar
               üzerinde de istedikleri yönde ayar yapabilmektedirler. Bazen de bir gelişmiş ülke, ihracat yaptığı ülkeye
               şartlı satış yapmaktadır.
                     İkinci grup yaptırımlar; siyasal niteliğin ağır bastığı daha aktif bir yaptırım aşaması olan kara liste-
               ye alma, boykot ve ambargo gibi uygulamalarla hedef ülkeyi ekonomik abluka altına alan yaptırımlardır.
               Gelişmiş ülkeler bu tür yaptırımlarla hedef ülkede bir siyasal davranış değişikliği gerçekleştirmeye çalışır.
                     Ambargo: Ekonomik yaptırım tekniklerinden en sık kullanılanı ambargodur. Ambargo yaptırımı
               uygulayan aktörün kendi ürettiği mal ve hizmetlerden hedef ülkeyi mahrum bırakması anlamına gelmek-
               tedir. Bir başka ifadeyle ambargo, bu yöntemi uygulayan uluslararası aktörün, hedef ülkeyi, ihtiyacı olan
               ve almak istediği mal ve hizmetleri satmayarak cezalandırmasıdır.
                     Boykot: Bir ülkenin diğer bir ülkeden aldığı bazı mallara, hizmetlere ya da bunların hepsine ka-
               pılarını kapatmasıdır. 1931’de Çin, Mançurya’nın Japonya tarafından işgali üzerine bu ülke mallarına;
               Arap ülkeleri ise Filistin topraklarını işgali nedeniyle İsrail mallarına karşı boykot uygulamıştır.
                     Kara Listeye Alma: Bir devletin ekonomik ilişkiye girmeyeceği kişi ve kuruluşların listesini açıkla-
               ması durumudur. Hedef ülkenin ticari olarak yalnızlaştırılması amaçlanan bu yöntemde ambargo uygu-
               layan bir ülke hedef ülke ile ticaret yapan üçüncü ülkelerin f rmalarını kara listeye alarak kendi pazarında
               faaliyet göstermelerini engeller.
                      Gümrük vergisi miktarı anlamına gelen tarifeler ile başka ülkelerin f rmalarının ne miktarda satış
               yapabileceklerini belirten kotalar da uluslararası ilişkilerde sıklıkla kullanılan tekniklerdir. Uluslararası ak-
               törler, dış yardımda bulunmak istedikleri ülkelerden kendi pazarlarına gelecek ithalata uygulayacakları
               tarifeleri azaltırlarken kotaları artırırlar. Eğer ekonomik yaptırım uygulanacaksa ithalata uygulanan ver-
               giler artırılır ya da kotalar azaltılır.

                     4. Propaganda
                     Devletlerin dış politikada kullandıkları araçlardan biri de propagandadır. Bir devletin bakış açısını,
               ideolojisini ya da davranışını başka ülkelere benimsetme amacıyla bilinçli olarak seçilmiş bilgi ve olgu-
               ları kitle iletişim araçlarını kullanarak düzenli bir biçimde kendi sınırları dışında yayma çabasına ulus-
               lararası propaganda adı verilmektedir. Daha geniş anlamıyla “Bir milletin veya onun bir grubunun akıl,
               duygu ve faaliyetlerini önceden tasarlanmış hedef er doğrultusunda sistematik bir şekilde etkilemeye
               yönelik bir çalışmadır.” Propaganda yapmaktaki amaç, sempati kazanarak istenen eylemin gerçekleş-
               mesini sağlamaktır (Görsel 4.28, 4.30).
                     Propaganda, II. Dünya Savaşı sonrası, diplomasi kadar önem kazanmış ve Soğuk Savaş yılları-
               nın vazgeçilmez bir parçası hâline gelmiştir. ABD ve Sovyetler Birliği, müttef klerini kaybetmemek, yeni
               müttef kler kazanmak için blok dışındaki ülkeleri etkilemeye çalışmışlardır (Görsel 4.29). Gelişmiş ülke-
               ler propagandaya daha çok kaynak aktarabilirken diğer ülkeler bu rekabette geri kalmışlardır. İletişim
               teknolojilerindeki hızlı gelişmeyle birlikte propaganda faaliyetleri, doğrudan propaganda yerine dolaylı
               propaganda şekline dönüşmüştür (Görsel 4.31).
                     Uluslararası propagandayı diğer iletişim faaliyetlerinden ayıran en önemli özellik, propaganda ya-
               pıcısının sözel ya da görsel simgeleri kullanarak hedef ülkenin halkını etkilemeye çalışmasıdır. Uluslara-


                                                           68
   63   64   65   66   67   68   69   70   71   72   73