Page 18 - Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi | 1.Ünite
P. 18
1.3.1. Osmanlı Devleti’nin Yıkılışının Orta Doğu’ya Etkileri
Orta Doğu, tarihî süreç içerisinde Sümer, Babil, Mısır, Pers, Helen, Roma, Arap, Moğol ve Türk
imparatorluklarının sınırları içinde yer almıştır. Bölge, 16. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar İran hariç
olmak üzere Osmanlı Devleti’nin hâkimiyetinde olmuştur. Orta Doğu’nun dünya politikasında Avru-
pa, Asya ve Afrika kıtaları arasında kültürel ve ekonomik alanda önemli bir kesişim noktası olması
bakımından tarihî bir rolü vardır. Orta Doğu üç se mavi din olan Musevilik, Hristiyanlık ve Müslüman-
lığın doğuş yeridir. Coğrafi keşiflerle önemi azalan Orta Doğu, 1869’da Süveyş Kanalı’nın açılması,
hava yollarının devreye girmesi ve petrol üretiminin artmasıyla yeniden önem kazanmıştır. Özellikle
petrol kaynaklarının zenginliği Orta Doğu’yu büyük devletler için bir rekabet alanı hâline getirmiştir.
İngiltere, Osmanlı Devleti’nin XIX. yüzyılda İngiltere’ye tanımış olduğu kapitülasyonlar sayesinde
bölgedeki çıkarlarını muhafaza etmiştir. I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti’nin İttifak grubunda
yer alması, İtilaf Devletleri’nin bölgeye yönelik pay laşım planları hazırlamalarına yol açmıştır. Bu
planlar doğrultusunda gizli anlaşmalar yapılmıştır. Bu gizli anlaşmalar şunlardır:
McMahon (Mekmehın) Antlaşması (1915)
İngiltere’nin Mısır Valisi McMahon (Görsel 1.13) ile Hi-
caz Emiri Şerif Hüseyin arasında yapılmıştır. Bu gizli an-
laşmaya göre McMahon, Arapların Osmanlılara karşı isyan
etmesi hâlinde, Arap Yarımadası ile Suriye ve Irak’ı içine
alacak Arap bağımsızlığını tanımayı kabul edecektir. Buna
karşılık Şerif Hüseyin de İngiltere’ye ekonomik konularda
öncelik verecektir.
Görsel 1.13: Henry McMahon
Sykes-Picot (Saykıs Piko) Antlaşması (1916)
İngiltere [Mark Sykes (Görsel 1.14)] ve Fransa (Geor-
ges Picot) arasında imzalanmıştır. Bu gizli anlaşmaya göre
Doğu Anadolu, Doğu Karadeniz ve İstanbul Rusya’ya; Ada-
na, Antakya bölgesi, Suriye kıyıları ve Lübnan Fransa’ya;
Musul hariç olmak üzere Irak İngiltere’ye bırakılmıştır. Filis-
tin’de biçimi daha sonra Rusya ve öteki bağlaşık ülkelerle
ve Mekke Şerifi’nin temsilcisiyle danışılarak kararlaştırıla-
cak olan uluslararası bir yönetim kurulacaktır. Ekim Dev-
rimi’nden sonra Çarlık Rusya bu anlaşmadan çekilmiştir.
Bölge üzerinde hâkimiyet kurmak isteyen emperyalist
devletler, bağımsızlık ve milliyetçilik gibi söylemleri kulla-
narak bölgedeki Osmanlı hâkimiyetine son vermiştir. Bu
güçler, Osmanlı Devleti’nin yıkılmasıyla bölgede etnik ve
dinî farklılıklara dayalı ve istedikleri gibi idare edebilecekle-
ri manda yönetimleri kurmuşlardır. Orta Doğu’daki çıkarları Görsel 1.14: Mark Sykes
doğrultusunda kargaşa unsuru olarak etnik ve dinî farklılık-
ları her zaman kullanmışlardır.
28