Page 23 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 | Kavram Öğretimi Kitabı
P. 23
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü
Kavram Öğretimi 10
Öğretim Programları ve Ders Kitapları Daire Başkanlığı TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 11
2. ÜNİTE : HİKÂYE > Cumhuriyet Dönemi’nde Hikâye > 1940-1960 Arasında Hikâye
Kavram : Toplumcu Gerçekçi Hikâye
Genel Beceriler : Eleştirel Düşünme Becerisi
Alan Becerileri : Okuma Becerisi
Çalışmanın Adı HANGİSİ TOPLUMCU? 20 dk.
Çalışmanın Amacı Toplumcu gerçekçi anlayışla yazılmış hikâyeleri diğer hikâyelerden ayırt edebilme.
Yönerge: Aşağıdaki bilgi haritasından yararlanarak soruyu cevaplayınız.
Konusu Çatışmaları
Kırsal kesimde yaşayan Güçlü-güçsüz, zengin-fakir,
insanlar, toprakla ilgili aydın-cahil, ağa-köylü,
sorunlar, makineleşmenin öğretmen-imam, halk-yöne-
getirdiği sorunlar, fabrika tici, işçi-patron çatışmaları
işçilerinin sorunları, törelerle ele alınmıştır.
ilgili sorunlar, yoksulluk,
geçim sıkıntısı, işsizlik gibi
konular işlenmiştir.
1940-1960
Toplumcu Gerçekçi
Sanat Anlayışı Hikâye Dil ve Anlatımı
Edebiyat, sosyalist ideolojiyi Yalın, açık ve akıcı bir dil
anlatmak için bir araç kullanılmıştır. Kahramanlar
olarak kullanılmıştır. Toplu- genellikle bölgesel dil
mun ekonomik, sosyal özelliklerine uygun
sorunları dile getirilmiş ve konuşturulmuştur. Kısa
bunlara çözüm üretilmeye konuşma cümleleri tercih
çalışılmıştır. Toplum için sanat edilmiştir. Olaylar gerçekçi
anlayışı benimsenmiştir.
bir bakış açısıyla ele
alınmıştır.
1. a) Aşağıdaki metinlerden toplumcu gerçekçi bakış açısıyla yazılanların karşılarındaki kutucukları
işaretleyiniz.
YORGANIMI SIKI SAR
Dar, toprak sofanın bir köşesine büzülmüş, eski püskü bir gömleği yamayan genç karı-
sına seslendi:
— Fadime, dedi, yorganımı sıkı sar, eyi bağla!. Akşamın serinliğinde kazanın yolunu
tutayım… Nasib kesikliği, olmadı işte!.. Borç harç eyi de ektiydik… Her bir muhanete
eyisinden “of” çekecektik. Dünya yüzüne çıkacaktık. El içine karışacaktık… Olmadı
işte!.. Ekin her bir yönünden yanıp gidiyormuş… Gidiyormuş ne demek? Yanıyor işte!..
Göz göre göre sararıyor, kavruluyor işte!..(…)
Abbas Sayar, Yorganımı Sıkı Sar
21