Page 24 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 | Kavram Öğretimi Kitabı
P. 24

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü
         10      TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 11                              Öğretim Programları ve Ders Kitapları Daire Başkanlığı
                 Kavram Öğretimi


                                        SAATLARIN TIKIRTISI

              Karşıya geçtim. Saatçının kapısındaki cama dayadım burnumu, içeriye baktım. Loştu.
              Saatçı bir masanın ardında oturuyordu. Gözlüklüydü. Bıyıksız oluşuna şaştım. Kafam-
              daki bıyıklıydı. Gözlüklerinin üstünden dik dik bakıyordu bana. Hoşuma gitti. Çekil-
              dim. Başka biri olsaydım belki dükkâna girer, saatimi çıkarır, “Usta, günde üç dakika
              geri kalıyor bu derdim.” O saati ayarlarken ben dükkânın girdisine çıktısına bakardım.
              Birkaç soru da sorardım saatçıya. Hikâyenin olayı daha baştan kafamda hazır olurdu.
              (…)

                                                                      Yusuf Atılgan, Bütün Öyküleri
                                          ŞAHUT’LA KARISI
              (…)

              Baba: “Ne düşünüyorsun avrat?” dedi, “Doktor anası olacağını mı?”
              Kadın güldü: “Onu ben değil, sen düşünüyorsun asıl. Doktor babası olacan diye kol-
              tuklarına karpuz sığmıyor. Allah vermeye!”
              “Heye vallaha avrat, sığmıyor, ne yalan söyleyim. Bizim de bir konağımız olur, temiz
              bir elbisem. (…) Dikişini dizine indiren kadın gözlerini ovaladı. “Üryamda görüyo-
              rum bazı bazı… Şu Abidinpaşa Caddesi’ndeki doktor konakları yok mu? Onlardan
              birinde olurmuşuz, amma en yükseğinde. Oğlumun levhası da olurmuş. Sana bir şey
              deyim mi herif, oğlumun levhasını her gün sabunlu bezle kendim, elimle silecem.
              Oğlumun  avradına  töbe  kaynanalık  etmeyecem. Torunlarımı  bağrıma  basacam…”
              (…)
                                                                    Orhan Kemal, Çamaşırcının Kızı
                                                  SAL
              Kıyıdaydım. Şimdi denizin ortasındayım. Bir salın üstünde. Arabacı Şerif de karşı
              kenarından tutunmuş titreyip duruyor. Gökyüzünün yarısı karanlık. Yağmur inecek.
              Sal yapıp eğlenmeyi düşünen ben değilim. Muammer: “Aklıma esti, yaptım. Götüre-
              lim mi? Eğleniriz.” dedi. Adam boyu, enlice bir latanın başaltlarına birer küçük su fı-
              çısı bağlamış. Hayri güldü. Ben ses çıkarmadım. “Peki!” dedik, getirdik. Demin kıyıda
              eğlenirken bir kişiyi bile taşımıyordu. Fıçılar kuru, tahtaları aralık. Biraz su almıştır.
              Şişti. Aralıklar kapandı. Ondan batmıyor olmalı. Belli de olmaz. Belki gene içlerine
              azar azar su sızınıyordur. Sulara daha da gömüldüğüne bakılırsa.
              (…)
                                                                    Vüs’at O. Bener, Dost/Yaşamasız
                                                             (Metinler, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)

 Karekod
 Alanı       b)  Okuduğunuz metinlerin toplumcu gerçekçi olma/olmama durumlarını gerekçeleriyle açıklayınız.
 Asıl karekodlar
 yerleştirildikten sonra
 kalıptaki görseli siliniz.
 Asıl karekodda çerçeve
 konturu olmayacak.












          22
                                                                                       Hazırlayan: Osman ŞEN
   19   20   21   22   23   24   25   26   27   28   29