Page 31 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 | Kavram Öğretimi Kitabı
P. 31
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü
Kavram Öğretimi 14
Öğretim Programları ve Ders Kitapları Daire Başkanlığı TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 11
2. ÜNİTE : HİKÂYE > Cumhuriyet Dönemi’nde Hikâye > 1940-1960 Arasında Hikâye
Kavram : Modernist Hikâye
Genel Beceriler : Eleştirel Düşünme Becerisi
Alan Becerileri : Yazma Becerisi
Çalışmanın Adı HANGİSİ DAHA MODERNİST? 20 dk.
Çalışmanın Amacı Modernist hikâyelerin genel özelliklerini açıklayabilme.
Yönerge: Aşağıdaki metinleri ve bilgi notunu okuyunuz. Metinlerden ve bilgi notundan hareketle soru-
ları cevaplayınız.
I. Metin
SEPETLİ KADIN
Tek başımayım yalnızlığımda. Bunu aklımdan çıkarmamaya gayret ediyorum. Kuvvetim artıyor böyle
yapınca. Bir sepetim var. Her işime yarıyor. Pazardan gelirken, domatesler kirletmişse onu, içine biraz
toz sabun serpip köpürtüyorum. Sonra, hortumdan fışkırttığım suyla çalkalayıp, yan duvarın üzerine,
güneşe karşı koyuyorum. Kururken çıkardığı, sazlık çiçeklerinin kokusu hoşuma gidiyor. Vefalı bir
sepet bu. O sazlığı hiç unutmuyor, biliyorum. Sıla onu bitiriyor.
Kuruduktan sonra içine, koyu mavi bir deniz havlusu koyuyorum. Bu, o ıssız koydaki çakılların üzeri-
ne sermek için. Bir tane de açık mavi var. O da kurulanmak için. Tuzlu sudan kuruyup çatlayan derimi
korusun diye, bebe yağı alıyorum. Gül kokuyor. Ben severim gül kokusunu.
(…)
Az önce de canım sıkılmadı mı!
Bu yılın mayoları konuşuldu. En güzel balığın, en lezzetli karidesin nerede yeneceği üzerinde bir an-
laşmaya varılamadığı için, tartışma uzadı. Havalı giyinenler, bir bir seçildi.
(…)
Eve gelince, sepetimi yerine koyuyorum. Havluları, mayoları sudan geçirip dama, güzel güneşin kar-
şısına asıyorum. Sonra bahçemde oturup bir bir çiçeklerime bakıyorum. Bazen da dönüp sepetime!
Bir gün, arkadaşlarımı (sevgili arkadaşlarımı) yemeğe çağıracağım. Yeşilliği bol bir sofra kurmak
istiyorum: bir de tencere yemeği. Küçücükten bu yana bildiğimiz, sevdiğimiz, yıllardır ağzımızın tadı
olmuş bir yemek. Kuzu etli güveç mi olur, acılı karnıyarık mı bilemem. Domatbastı da yaparım, zey-
tinyağlı. Bir de pilav dökerim tepsiye.
Ne oldu bize? Evlerimizin bereketi kalmadı. Hani kime söylenmiş o dua: Kapına buğday yağsın!
Nezihe Meriç, Toplu Öyküler-II
II. Metin
YÜREKLİ
Kim kolluyor seni? Bu akıntılı sularda kimsenin uzun süre yüze-
Hiç kimse. meyeceğini, en usta yüzücülerin bile hiçbir
Öyleyse, küreğe oturmuş nereye gidiyorsun? zaman kıyıya varamayacağını sana söyleyen
Hiçbir yere. olmadı mı?
Pusulan, haritan yok mu? Söylediler, ama ben gene de deneyeceğim.
Hiçbir şeyim yok. Ne büyük bir saçmalık bu!
Peki, can yeleğin? Olabilir. Ama ben buraya da, deneye deneye
Yüzme bilirim. vardım.
Ferit Edgü, Toplu Öyküler
(Metinler, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
Kelime Dağarcığı:
domatbastı: Domates yahnisi.
29