Page 18 - Seçmeli Psikoloji | 4.Ünite
P. 18
4. ÜNİTE
b) Panik Atak: Panik atak aniden bastıran kaygı atağı ve nöbetidir. Panik atak nöbeti geçiren insanlar, bir süre
sonra tekrar panik atak geçirme endişesi yaşarlar. Bu duruma beklenti kaygısı denir. Beklenti kaygısı bazı has-
talarda agorafobi denilen açık alan korkusunun gelişmesine sebep olabilir. Panik atağa tam olarak neyin sebep
olduğu bilinmemekle birlikte genetik faktörler, yoğun stres, travma vb. panik atağın nedenleri arasında sayılabilir.
Panik atağın belirtileri çarpıntı, göğüste sıkıntı hissi, bulantı ya da karın ağrısı, bayılacak gibi olma, kontrolünü
kaybetme ya da ölüm korkusudur. Bunlardan herhangi birinin veya birkaçının zaman zaman ortaya çıkması panik
atak olarak yorumlanmamalıdır. Panik atak tanısı için en az dört belirtinin aynı anda ve yoğun bir şekilde görül-
mesi gerekir.
Mizaç-Duygudurum Bozuklukları: Kişinin uyaranlara karşı oluşturduğu uzun süreli öfke, neşe, nefret, üzüntü
ve sıkıntı gibi duygusal tepkileri kapsar. Depresyon ve bipolar bozukluk olmak üzere iki türü vardır.
a) Depresyon (Ruhsal Çöküntü): Depresyon,
ilgi ve istek kaybı başta olmak üzere bir dizi ruhsal
ve bedensel belirtinin eşlik ettiği ruhsal bozukluktur.
Depresyon kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkiler.
Yoğun sıkıntı, isteksizlik, iştahta değişme, yeter-
sizlik, çaresizlik, sinirlilik, hayattan zevk alamama,
hayatı yaşamaya değer bulmama ve ağlama isteği,
depresyona eşlik eden belirtilerdir (Görsel 4.20).
Depresyon anında bireyin duygu durumunu
dengeleyen serotonin gibi bazı kimyasalların daha
az salgılandığı bilinmektedir. Bu durum erken dö-
nemde yaşanan ve beyin kimyasını etkileyen stres Görsel 4.20: Çaresizlik
deneyimlerinden kaynaklanabilir. Örneğin küçük
yaşta anne babanın ölümü, istismar gibi olaylar dep-
resyon riskini artırır. Çoğu depresyonun temelinde geçmişte yaşanan ve zamanında çözülemeyen ekonomik so-
runlar, aile veya iş ortamındaki çatışmalar, sağlık problemleri gibi stres kaynakları vardır.
Bazen tiroid hormonu gibi bazı hormonlardaki düzensizlikler yani biyolojik faktörler de depresyona neden
olabilir. Bu durumda psikolojik tedavi yanında bu hormonları düzenleyen ilaçların da tedaviye eklenmesi gerekir.
Kişinin hayata kötümser bakması, mükemmeliyetçi ya da rekabetçi olması gibi strese daha yatkın bazı kişilik
özellikleri de depresyon riskini artırır.
b) Bipolar Bozukluk: Bipolar bozuklukta kişi-
nin duygu durumu, maniden (taşkınlık) depresyo-
na (çökkünlük) aşırı “iki uç” arasında değişir (Görsel
4.21). Manik durumda kişi aşırı mutlu, konuşkan,
umursamaz, enerjik ve hareketlidir. Kişi birdenbire
çöküntü, üzüntü ve umutsuzluk dönemi olan depre-
sif döneme geçer. Depresif dönemde düşük öz saygı,
yalnızlık, suçluluk duygusu, yavaş konuşma, yorgun-
luk, uykusuzluk veya aşırı uyuma, intihar düşüncesi
gibi belirtiler ortaya çıkar. Bireyde manik ve depresif
ataklar dönüşümlü olarak tekrar eder.
Bipolar bozukluğun nedenleri tam olarak Görsel 4.21: Bipolar bozukluk
bilinmemektedir. Beyin kimyasındaki dengesizlikler,
genetik yatkınlık, çevresel faktörler, yoğun stres,
madde bağımlılığı hastalığın nedenleri arasında
sayılabilir.
Kişilik Bozuklukları: Kişilik bozukluklarının çoğu belirtisi, çeşitli derecelerde her insanda zaman zaman gö-
rülebilir. Bu belirtilerin kişilik bozukluğu olarak kabul edilmesi için kişinin yaşadığı toplumun beklentilerinden
belirgin olarak sapan ve sürekli olan davranış örüntülerine dönüşmüş olması gerekir.
Kişilik bozukluklarında genetik yatkınlıkla birlikte anne baba tutumlarının, çocukluk çağında yaşanan travma-
ların, fiziksel ve kültürel çevrenin etkili olduğu düşünülmektedir.
130 RUH SAĞLIĞININ TEMELLERİ