Page 15 - Tarih-10 | 6.Ünite
P. 15

SULTAN VE OSMANLI MERKEZ TEŞKİLATI



                 Padişahın Halkına Karşı Vazifeleri
                 Osmanlı siyasetnamelerinin en eskilerinden biri İdris-i Bitli-
                 si’nin Farsça kaleme aldığı “Kanûn-ı Şâhenşâhî” adlı eserdir.
                 İdris-i Bitlisi bu eserin dördüncü bölümünde; devlet idaresi
                 için bir Divan’ın gerekliliğine, halkın Divan’a rahatça müracaat
                 edebilmesine ve halkın kötü kişilerin zararlarından korunması
                 gerektiğine değinmiştir. Eserin beşinci bölümü ise tamamen
                 ülkenin ve halkın yönetim kurallarına ayrılmıştır. Burada
                 özetle şöyle denilmektedir:
                 “Padişahlar kendine ve halkına kerim ve cömert olmalıdır. Ken-
                 dine cömert olmayan sultanlar da halkına karşı keremsiz olur.
                 Halkın iyi idaresi önemli bir iştir ve zarurettir. Böylece halkın
                 sevgisi kazanılır ve memleket selamet içinde kalır; sultanın
                 da saltanatı uzun ömürlü olur. Halkın nefretine maruz kalan
                 hükümdarlar ise payidar olamaz. Halkı gözetmenin en doğru
                 yolu onlardan güçleri oranında vergi alınmasıdır. Halktan aşırı
                 talepte bulunmak ülkenin harap olmasına, halkın perişanlı-
                 ğına yol açar. Aşırı vergi almakla halkı zayıflatmak, sultanın
                 gücünün azalmasına sebep olur, bu da devleti zayıflaştırır,
                 düşmanı ise güçlendirir. Halk, meyve veren ağaç gibidir, ona
                 ne kadar masraf yapılsa karşılığı kat kat alınır (Özcan, 1992,      ÖRNEK METİN
                 s.93’ten düzenlenmiştir).”



               Şehzadelerin Eğitimi
               Padişahın erkek çocukları olan şehzadelerin doğum haberi bir
               hatt-ı hümâyunla vezîriâzama bildirilirdi. Devlet adamları padi-
               şahı tebrik eder ve hediyeler verirdi. Şehzade doğumları ülkede
               düzenlenen şenliklerle kutlanırdı. Devlet için resmî bir olay kabul
               edilen şehzade doğumu, bir bayram niteliğindeydi. Şehzadelerin
               hizmetlerinin karşılanması için annesi tarafından “usta” denilen
               genç kızlar seçilirdi. Baş lala dâhil ağa rütbesine sahip olan üç
               kişi şehzadeye yardımcı olmak için atanırdı.

               Osmanlı Devleti, padişah adayı olması sebebiyle şehzadelerin
               eğitimine çok önem vermişti. Saray geleneğine göre dört yaşına
               gelen şehzade, haremdeki Şehzadegân Mektebinde ilk eğitimine
               başlardı. “Bed-i Besmele Merasimi” denen ve bütün devlet adam-
               larının katıldığı büyük bir törende şehzadeye, konusu besmele
               öğretimi olan ilk dersi şeyhülislam verirdi. Devletin en iyi ho-
               caları, geleceğin padişahlarını yetiştirmek için görevlendirilirdi.
               Şehzadeler eğitim hayatı boyunca Kur’an-ı Kerim, tarih, coğrafya,
               Arapça, Farsça dersler alır; ok ve yay yapmayı, güzel yazı yazmayı
               öğrenirdi. Ayrıca spor dersleri olarak ok atma (Görsel 6.15), ata
               binme, avcılık, cirit atma, gürz kullanma ve güreş eğitimi alırdı.

               Padişahlar, devletin kuruluş dönemlerinde kardeşlerine ve şehza-
               delere yönetimde görevler verirdi. I. Murad Dönemi’nden itibaren                  Görsel 6.15
               ise şehzadeler on dört on beş yaşına geldiklerinde, sancakbeyi    Şehzade ok atma eğitimi alırken
               olarak görevlendirilmeye başlandı. Sancaklara vali olarak atanan                   (Minyatür)
               şehzadelere “Çelebi Sultan” denirdi. Sancağa çıkma izni verilen

                                                                                                          179
   10   11   12   13   14   15   16   17   18   19