Page 17 - Tarih-10 | 7.Ünite
P. 17

KLASİK ÇAĞDA
                                                                                OSMANLI TOPLUM DÜZENİ

               7.5. OSMANLI’DA VAKIF MÜESSESESİ


                Sosyal hayatın canlanmasında, vakıf müesseselerinin rolü nedir?       TARTIŞALIM



               İslam tarih ve medeniyetinde önemli bir hayır müessesesi olarak
               kabul edilen vakıf; bütün İslam ülkelerinin sosyal, ekonomik ve
               kültürel hayatında son derece etkili olmuştur. Vakfın temelini
               insanlığa karşı şahsi ve vicdani sorumluluk hissi, iyilik, şefkat,
               yardımlaşma ve dayanışma duygusu gibi değerler oluşturmuştur.
               Osmanlı Devleti; köy ve şehirlerin imar edilmesini, dinî hizmetlerin
               sürdürülmesini ve sosyo-ekonomik hayatın canlanmasını vakıflar
               yoluyla sağlamıştır. Vakıf, kişilerin taşınır ya da taşınmaz mallarını
               toplum yararına ebedî olarak bağışlamasıdır. Osmanlı Devlet’inde
               toplumdaki sosyal dengenin sağlanma-
               sında etkili olan vakıflar; sosyal barışın ve
               adaletin korunmasında devlet, toplum ve
               fert ilişkisinin olumlu yönde gelişmesinde
               önemli rol oynamıştır.
               Askerî faaliyetlerde hiçbir masraftan ka-
               çınmayan Osmanlı Devleti, hazinesinden
               sosyal yaşamla ilgili herhangi bir yatırım
               yapmamıştır. Devlet; cami, imarethane,
               medrese, şifahane, hamam ve kervansaray
               (Görsel 7.16) gibi dinî ve sosyo-ekonomik
               tesisleri vakıflar yoluyla yaptırmıştır. Bu
               eserlerin yapılmasında sürekli kolaylıklar                                        Görsel 7.16
               sağlayan Osmanlı Devleti, hayırseverleri teşvik edici bir rol üstlen-      Kervansaray (Temsilî)
               miştir. Şahısların vakıf yoluyla yaptırdığı eser ve tesisler sayesinde
               toplumun ihtiyacı karşılanmıştır.
               Vakıf müessesesinin kurulmasında en etkin unsur inançtır. Hayır
               yapan insanlar, toplumda örnek bireyler olmuştur. Bu nedenle
               padişahlar başta olmak üzere hanedan üyeleri ve birçok devlet
               adamı da çeşitli vakıflar kurmuştur. Orhan Gazi “Mal odur ki hayra
               sarf oluna.” ilkesiyle İznik’te bir medrese vakfederek sonraki pa-
               dişahlara örnek olmuştur.

                 Hayır sahiplerinin yaptırdıkları eserler ve hizmetler arasında
                 cami, mescit, medrese, imarethane, yol, köprü, çeşme gibi bi-
                 linenlerin dışında sokak, kaldırım, lağım, deniz feneri, konak,
                 iskele, köprü, kabristan, mahzen, mumhane, şekerhane, pazar,
                 bedesten, su yolu, hisar gibi daha yüzlerce hayrat sayılabilir.
                 Bugün bu hizmetlerin hemen hepsinin devlet tarafından ya-
                 pılmaya çalışıldığı düşünülürse Osmanlı medeniyeti içerisinde
                 vakıfların önemi daha iyi anlaşılabilir. Gerçekten eğitim ve
                 öğretim hizmetleri başta olmak üzere bir çok sosyal hizme-
                 tin devlet katkısı olmadan yerine getirildiği bir toplum ve
                 devlet, dünya tarihinde görülmemiştir. Osmanlı bu konuda         BİLİYOR MUSUNUZ?
                 istisna teşkil eder.


                                                                                                          199
   12   13   14   15   16   17   18   19   20   21   22