Page 10 - Tarih 9 | 6.Ünite
P. 10
6. ÜNİTE
İlk Türk İslam devletlerinin egemenlik anlayışında,
İslamiyet öncesi Türk devletlerinin idare geleneği
devam etmiştir. Özellikle Kök Türkler ve Uygurlar
zamanında büyük gelişme gösteren Türk kültür ve
medeniyetinin Karahanlılardan itibaren İslam kültür
ve medeniyetiyle karşılaşıp kaynaşması Türk İslam
medeniyetinin temellerinin atılmasını sağlamıştır.
İlk Türk İslam devletlerinden olan Gazneliler (Görsel
6.5), Samaniler vasıtasıyla Abbasilerden aldıkları
teşkilatı geliştirerek Büyük Selçuklulara ve daha
Görsel 6.5 sonraki Türk İslam devletlerine iletmiştir. Gazneliler
Gazne Devleti bayrağı ve Karahanlılar, İslami Dönem Türk devlet teşkilatının gelişip
yerleşmesinde köprü vazifesi görmüşlerdir.
Türk milleti kendi yaşamını ve geleceğini “il” dediği devlete
bağlamış ender bir millettir. Türkler ili, barış ve sulh anlamın-
da da kullanmıştır. İslamiyet’in kabulü ile birlikte ilin yerini
“devlet” ve “mülk” kelimeleri almıştır.
Kutadgu Bilig’de devlet teşkilatının özellikleri şu şekilde dile
getirilmiştir: “Memleket tutmak için çok asker ve ordu lazım-
dır, askeri beslemek için de çok mal ve servete ihtiyaç vardır.
Bu malı elde etmek için halkın zengin olması gerektir, halkın
zengin olması için de doğru kanunlar konulmalıdır. Bunlardan
biri ihmal edilirse dördü de kalır, dördü birden ihmal edilirse
BİLİYOR MUSUNUZ?
beylik çözülmeye yüz tutar.”
İlk Türk devletlerinde, Türk kağanının dünyayı idare etmek
üzere Gök Tengri tarafından görevlendirildiğine inanılırdı.
Tanrı kutuna kavuşmak ancak bütün Türk illerinin bir idarede
toplanmasıyla ortaya çıkardı. Bu Türk cihan hâkimiyeti dü-
şüncesi Türk kağanlarının en büyük idealiydi. Bu ideal İslami
dönemde de cihat anlayışı ile yaşamaya devam etti.
İlk Türk devletlerinde görülen kut anlayışı İslamiyet’le birlik-
te “Allah’ın nasibi veya takdiri” olarak kabul edilmiştir. Kuta
sahip olan hükümdarlar devleti iyi idare etmek, halkın huzur
ve refahını sağlamak zorundadır. Bunu sağlayamazsa ken-
disine kutu veren Tanrı katında sorumlu olacağına inanırdı.
Dolayısıyla İslamiyet’i kabul ettikten sonra da hükümdarla-
rın gücünün kaynağı ilahidir. Ayrıca İslam halifesi veya onun
adına siyasi gücü elinde bulunduran hükümdarların “Allah’ın
yeryüzündeki gölgesi” olarak kabul edilmesi Türklerin İsla-
miyet’i benimsemelerinde etkili olan unsurlardan biridir.
İslamiyet’le birlikte hükümdar unvanlarında da değişiklik gö-
rülmüştür. Karahanlılarda hakan yerine “Arslan Han”, yabgu
Görsel 6.6 yerine “Buğra Han” ve şad yerine “İlig Han” kullanılmıştır.
Satuk Buğra Han (Temsilî) Gazneliler de ise hükümdarlar “emir ve sultan” gibi İslami
unvanlar kullanmıştır. İslamiyet’i ilk kabul eden Satuk Buğra
Han’dan itibaren hükümdarlar, Müslüman isimler ve lakaplar
almaya başlamıştır (Görsel 6.6).
184