Page 25 - Türk Dili ve Edebiyatı 10 | 6.Ünite
P. 25
TİYATRO
SIRA SİZDE
Aşağıda verilen metin parçalarını Şair Evlenmesi tiyatrosundan okuduğunuz bölümler ile dil
ve anlatım özellikleri yönünden karşılaştırınız.
I. Metin
SESLER - Kutlu olsun! (Şimdi sahne tam karanlıktır. Yalnız ortada bir ışık sütunu vardır.
Köroğlu tamamen bu ışık sütunu içindedir.)
OBABAŞI - (Konuşmasına devamla) Bize can üfledin. Ölüyü dirilttin. Oğuz töresini can-
landırdın. Adın dillere destan!
KÖROĞLU - Bir ad koyduk gidiyoruz. Oğuz’un içinde zulüm yok artık. Bundan sonra
töre sürüp gider. Artık gündoğudan günbatıya bir tek savaş kaldı. Barış
için savaş. Arkadaşlar! Her yiğit eşiyle birlikte bir çatı, bir dam kuracak.
Bir ocak yakacak. Çamlıbel’de yeni bir yurt kurulacak. Orda her ev eşit
her dam kutlu olsun. Söz ortamın, buyruk başın olsun. Ey gök Tanrı! Bu
yeni yurdu, senin adınla kutlarım... Hoş tutun birbirinizi, Şenletin yurdu-
nuzu. Ekininiz, ürününüz bol olsun. Sürüleriniz ardından yürüsün. Atınız
kişnesin. Sabahınız işlesin. Arılarınızın içtiği bal olsun! Yurdunuzu candan
sevin. Sıradan, saygıdan çıkmayın. Toylar erginlerin izinden ayrılmasın.
Oğuz’un başına Tanrı acı vermesin! (Kır At’ın kişnemeleri duyulur.)
BUKAĞIKIRAN - Ayrılık günü mü mere Köroğlu?
KÖROĞLU - Benim günüm artık bitti. Ayvaz’ı üstünüze bıraktım. Ben de Kır At’ıma
binip gideceğim.
ÇOCUKLU KADIN - (Kolunu uzatarak) Köroğlu, nereye gidiyorsun? (Köroğlu cevap vermez. Kolu-
nu göğe doğru uzatarak oraya işaret eder. Kır At uzun uzun kişner.)
Ahmet Kutsi TECER, Koçyiğit Köroğlu
II. Metin
ALİ : Zilha, benlen böyle konuşma.
(Elindeki çakı ile oynar. Bu çakı ile tırnaklarını keser. Arada bir ağacın kütüğüne batırır
çeker. Zilha bitirdiği elmanın ortasını yere atar, duvarın üzerinden ağaca uzanır, yeni bir
elma koparır.)
ALİ : Zilha kız, hatırladın mı bizim elma ile armudu? Hani küçükken hep bunların altı-
na gelirdik. Elma senin idi. Armut da benim.
ZİLHA : (Çok manalı ve duygulu) Şimdi aralarını devedikeni bürümüş…
ALİ : Kurbanın olayım cinaslı laf etme bana…
ZİLHA : Yalan mı? Öyle değil mi? (Burnunu çeker.)
ALİ : Devedikeni bürümüşse ayıkla…
ZİLHA : (Elmasını kemirerek) Ben mi ektim? Sen mi ektin? Sen ayıkla…
ALİ : Gel beraber ayıklayalım…
ZİLHA : A-ah…
ALİ : Sana bir diyeceğim var. Kız…
ZİLHA : Kese konuş öyleyse. Trafik memuru gibi uzatma yolu. (Alayla ilave eder.) Mıhtar
efendi…
ALİ : Mıhtar efendi deme bana…
ZİLHA : Hoşuna gitmiyor mu? Kibrinden durulmuyormuş diyorlar mıhtar seçildin diye.
Sinekli’nin efesi diyorlar ya sana. Daha ne istersin? Anlı şanlı Keşanlı Ali…
Haldun TANER, Keşanlı Ali Destanı
237