Page 6 - Türk Kültür ve Medeniyet Tarihi 11 | 6.Ünite
P. 6

6. Ünite


                    Hunlarda olduğu gibi Kök Türklerde de eğlence, müzik ve festivaller önemli bir yere sahip-
               ti. Bu dönemde müzik biraz daha çeşitlenmiş, tuğ müziği, dinî müzik ve ozan müziği ön plana
               çıkmıştır. Kök Türklerde dinî müzik, Hunlarda olduğu gibi kamlar tarafından icra ediliyordu.
               Kamlar, Güneş ve Ay tutulmalarında kötü ruhları kovmak için davul çalarlardı. İlk Türklerde
               dinî törenler müziksiz yapılmazdı.
                    Müzisyenlik, Kök Türklerde zamanla bir meslek hâline gelmeye başlamıştır. Ozanlar, kah-
               ramanlık türkülerini yaylı (ıklığ) veya telli kopuz kullanarak bestelemiş ve söylemiştir. Türk hü-
               kümdarları yanlarında ozanlar bulundurur, bu ozanlar ordu içerisinde destanlardan parçalar
               okurlardı.
                    Kök Türklerde, Hunlarda olduğu gibi yuğ/yoğ (ölü gömme) törenleri önemli bir yere sahipti.
               Bu törenlere ağıtçılar katılır, ağıtlar yakılırdı. Ağıt yakma geleneği günümüzde de devam etmektedir.

               Uygurlarda Sanat
                    Uygur Türkleri yerleşik medeniyetin en önemli sanat örneklerini vermiştir. Uygurlar, Bu-
               dizm ve Manihaizm dinleri ile tanıştıktan sonra, özellikle tapınak mimarisinde önemli gelişmeler
               göstermiştir. Tapınakların kenarlarına surlarla çevrili şehirler kuran Uygurlar, sıcak ve soğuk-
               tan korunmak için de mağara evler inşa etmiştir (Görsel 6.12). İslami kaynaklarda Uygurların
               on yedi şehrinden bahsedilmektedir. Ordu-balık, Turfan, Toyuk, Kara-Haço bu şehirlerden ba-
               zılarıdır.
                                                                          Uygur şehirlerindeki pek çok saray,
                                                                     tapınak ve ev kerpiç kullanılarak yapıl-
                                                                     mış, Haço’daki saray kalıntısında ise taş
                                                                     malzemeler kullanılmıştır.
                                                                          Uygur  şehrine  giden  Arap  elçi  Ta-
                                                                     mim B. Mutavvi, Uygurlardan söz eder-
                                                                     ken;  “Yolumuz  mütemadiyen  (sürekli
                                                                     olarak)  kalabalık  ve  mamur  kasabalar
                                                                     ile şehirlerden geçiyordu.” diye yazmış-
                                                                     tır.  Uygurlardaki  Ordu-Balık  şehirler;
                                                                     on  metre  yüksekliğindeki  surları,  kale
                                                                     burçları,  iç  kale  hendeği  ve  gözetleme
                                                                     kuleleriyle askerî savunma tekniği bakı-
                                                                     mından mükemmel bir sisteme sahipti.
               Görsel 6.12: Uygurlara ait şehir (Doğu Türkistan)          Uygurlar mimaride; tonoz, kubbe ve
                                                                     Türk üçgeni gibi yapılara yer vermişler,
                                                                     gökyüzünden ilham alarak kubbe tekni-
               ğini ilk önce çadırlarda ve kurganlarda, daha sonra da diğer mimari yapılarda kullanmışlardır.
               Kubbe daha sonraları Türk İslam devletlerinde de kullanılmaya devam etmiştir.
                    Kök Türklerde olduğu gibi Uygurlarda da maden işletmeciliği oldukça gelişmiştir. Pek çok
               eşya altınla kaplanmış, kılıç ve kalkan gibi birçok silahın yapımında ustalık boyutuna ulaşıl-
               mıştır. Uygurlar, kendilerinden önceki dönemlerde yaşayan Türklerde olduğu gibi dokumacılık
               alanında çok ilerlemişlerdir.  Zira Uygurlar dokumacılığı; desenleme, boyama ve iğne ile işleme
               olmak üzere üç şekilde yapmışlardır.
                    Çiçek süsleme çalışmaları, genelde iğne işlemesi ile yapılırdı.   BİLGİ NOTU
               Uygurlardaki stilize çiçek üslubu, ilerleyen dönemlerde Osmanlı
               kumaş sanatını da etkilemiştir. Uygurlar ayrıca hayvan derile-         Türk Üçgeni, Uygur-
               rinden kıyafetler ve at koşumları yapmış, birçok ihtiyaçları için   larda kubbeyi tutması için
               işledikleri derileri kullanmışlardır.                             kullanılan üçgen köşelere
                    Uygurlar  resim  sanatında  da  oldukça  ilerlemiş,  onların   verilen isimdir. Bu mimari
               inançları ve yerleşik düzenleri sanat anlayışlarını da etkilemiş-  yapı Selçuklular ve Osman-
                                                                                 lılar tarafından da kullanıl-
               tir. Süsleme sanatı ve resimlerinde bitki üslubu ön plana çık-    mıştır.
               mıştır.





                                                            206
   1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11