Page 9 - Türk Kültür ve Medeniyet Tarihi 11 | 6.Ünite
P. 9
Türklerde Sanat
B) İLK TÜRK İSLAM DEVLETLERİNDE SANAT
HAZIRLIK ÇALIŞMALARI
1. Türklerin İslam dinine geçmesi, onların sanat anlayışlarını değiştirmiş olabilir mi?
2. Mimari yapıların oluşumunda yaşanılan coğrafyanın etkileri hakkında neler söyleyebi-
lirsiniz?
6.2. İslamiyet’in İlk Türk İslam Devletlerinde Sanata Etkisi
“Sultan, o sırada emir-i şikâr (av sorumlusu) ve mimar olan Saadettin Köpek’e
güzellikte cennete benzeyecek, çekicilikte Havernak Kasrı’nı (İran Şahı’nın ünlü sara-
yı) geride bırakacak gösterişli bir saray yapılmasını emir buyuruyor, bir yandan da parlak
zekasıyla binanın planını çizerek onun üzerinde açıklamalar yapıyordu.
Eyvanlarında Zühre yıldızlarına gazel söyletecek, Keyvana (Satürn gezegeni) kaşık
oynatacak bir saray resmetti. Onun üzerine Saadettin Köpek, güzel görüntü yerleri bu-
lunan, iç açıcı havuzları olan, kemerinin kavsi yüksek göğün çatısıyla yarışan, renkli ve
kafesli duvarlarının güzelliği kıskançlıktan gökkuşağının rengini solduran bir sarayın in-
şaatına başladı.”
Doğan Kuban, Selçuklu Çağında Anadolu Sanatı, s. 84-85
Hz. Muhammed’in; “Allah güzeldir ve güzelliği sever.” sözleri, İslam ve sanatın ortak kav-
ramları olan güzellik anlayışını vurgulamıştır. Bu itibarla Müslümanlar mimari, musiki, minya-
tür ve hat gibi sanat dallarında muhteşem eserler ortaya koymuşlardır.
İslam sanatının en özgün tarafı, tevhid (Allah’ın birliğine inanma) inancı etrafında gelişip
büyümesidir. Bu sanat doğrudan Kur’an’dan etkilenerek geliştiği için İslam sanatında figürlerle,
resim ve heykel sanatına sıcak bakılmamıştır.
İslam sanatı; özgün üslubu, motif zenginliği ve kendine has mimarisiyle ön plana çıkmış,
bu sanatta tefekkürün son noktası olan sonsuzluğa ulaşmak amaçlanmıştır. İslam sanatındaki
özgünlük daha sonraki dönemlerde gelişerek devam etmiştir.
Yukarıdaki metinden de anlaşılacağı gibi ilk Türk İslam devletlerindeki sanat anlayışı İsla-
miyet’in etkisiyle değişmiş, bu dönemde sanat, yeni bir anlayışla ele alınmıştır. Türklerin İsla-
miyet’i kabul etmesiyle birlikte başlayan bu anlayış, gerçek kimliğine Karahanlı Devleti’nin ku-
ruluşu ile kavuşmuştur. Karahanlılardan sonra Türk İslam devleti sayısı artmış ve bu devletler
bulundukları yerlerde hâkim duruma gelmişlerdir. Bu gelişmeler sonucunda eski Türk sanatı ile
İslam sanatı kaynaşmaya başlamış, böylece Türk karakterli yeni bir tarz ortaya çıkmış, ortaya
çıkan bu sanat tarzına Türk İslam Sanatı adı verilmiştir.
Bu dönemde Türklerin kullandığı
semboller ve motifler de İslam dininin et-
kisiyle değişmeye başlamıştır. Tek mer-
kezden çıkan motifler merkeziyetçiliği ifa-
de ederken, devam eden tekrara dayalı bir
süsleme anlayışı ise ölümden sonra ya-
şamın devamlılığını ifade etmiştir (Görsel
6.15).
İslam dininde yeşil renk her zaman
cennetle özdeşleştirilmiştir. Yeşil giyen-
ler; melekler, veliler ve şehitlerdir. Kırmızı
renk; hayat, sağlık ve kanla bağlantılıdır
ve kötülüğe karşı koruyucu bir renktir.
Ateş ve kırmızı gül, ilahi büyüklüğü temsil
Görsel 6.15: İnce Minareli Medrese - Taç Kapı (Konya) etmiştir.
209