Page 40 - Fen Bilimleri Laboratuvarı Öğretmen El Kitabı
P. 40
• Solunum Yoluyla Bulaş: Havada asılı kalan sıvı veya katı parçacıklar aerosol olarak adlandırılır. Havada aerosol
yapıda bulunan biyolojik etkenlerin parçacık boyutu 5 mikrometreden büyük ise hava ile fazla uzağı taşınama-
dan 1 metreden daha kısa bir uzaklıkta yer çekimi etkisi ile çöker. Bulaşma, bu boyuta sahip parçacıklarda daha
çok yüzeylere elle teması yoluyla olur. Bununla birlikte kaynağa yakın kişilerde solunum yoluyla bulaşma da
gerçekleşebilir. 5 mikrometreden küçük parçacık boyutuna sahip biyolojik etkenler, havada daha uzun süre
asılı kalabilir ve hava akımları ile 1,5 metreden 60 metreye kadar mesafelere taşınabilir. 5 mikrometreden
küçük parçacıklar, solunum yolunun doğal savunma engellerini aşarak doğrudan alveollere ulaşabilir. Bu bi-
yolojik etkenler hem ortamda uzun süre kalmaları hem de alveollere doğrudan ulaşabilmeleri nedeniyle ciddi
enfeksiyon riski oluşturur.
• Cilt ve Mukoza Yoluyla Bulaş: Laboratuvarlarda sık görülen bulaş yollarından olan deri ve mukozalardan bu-
laş, perkütan yaralanmalarla ve temas yoluyla olabilir. Kesici-delici cisimler ile gerçekleşen yaralanmalar
perkütan yaralanma olarak adlandırılır ve deri yoluyla olan bulaşlar içerisinde en riskli olanıdır. Kesici-delici
cisimlerle olan bu yaralanmalarda enfeksiyöz ajanlar, derinin koruyucu mekanizmalarını aşarak doğrudan
dolaşıma girer. Bu nedenle yaralanan kişiyi enfekte etme riski çok yüksektir. Perkütan yaralanmalar; sıklıkla
iğne batması, cam kırıkları ve bistüri ile gerçekleşebilir. Bu tür malzemelerin atık torbaları yerine kesici-delici
atık kabına atılmasına özellikle dikkat edilmelidir. Biyolojik materyal, çalışmalar sırasında dökülebilir/sıçraya-
bilir ve önlem alınmadığı takdirde deri ve mukozalara temas edebilir. Örneğin sıçrama olmuş ve dekontamine
edilmemiş bir yüzeye dokunduktan sonra elin göze veya ağıza götürülmesi ile bulaşma olabilir.
• Sindirim Yoluyla Bulaş (Ağız Yoluyla Yutma): Ağız yoluyla bulaşın en önemli nedenlerinden biri ağızla pipetle-
medir. Bunun dışında biyolojik materyalin ağıza sıçraması, kontamine materyalin ya da elin ağıza götürülme-
siyle gerçekleşebilir. Laboratuvarda yiyecek ve içeceklerin tüketilmesiyle de bulaş riskiyle karşılaşılır. Gıda ve
içecekler laboratuvarda kesinlikle tutulmamalı ve tüketilmemelidir.
Bir enfeksiyon etkeninin toplumdaki bulaş yolu ile laboratuvardaki bulaş yolu farklı olabilir. Laboratuvar kaynaklı
enfeksiyonların çoğu, damlacıklar hâlinde havadan solunum yoluyla bulaştan oluşmaktadır. Maruz kalınan bazı
mikroorganizmaların vücuda giriş yolları ve insan vücuduna etkileri EK E2’de verilmiştir.
Laboratuvardaki biyolojik riskler temel olarak iki açıdan değerlendirilir.
1. Çalışılan Mikroorganizmadan Kaynaklanan Riskler: Çalışılan mikroorganizmaların virülans faktörleri, enfek-
siyöz dozları, bulaş yolu ve dış ortamda stabilitesi gibi özelliklerine bağlı olarak değişen risklerdir. Mikroor-
ganizmaların enfektivitesini etkileyen faktörlerin başında enfeksiyöz doz gelir. Enfeksiyöz doz, bir patojenin
enfeksiyon oluşturması için gerekli en düşük miktarı ifade eder. Enfeksiyöz dozunun düşük olması, patojenin
bulaşma ve enfekte etmesinin ne kadar kolay olduğunu gösterir.
2. Yapılan İşleme Bağlı Riskler: Çalışmalar sırasında santrifüjleme, vorteksleme, pipetleme yapılması ya da bis-
türi gibi kesici-delici alet kullanılması mikroorganizmalara temas riskini artırır.
Laboratuvarlarda bu iki risk faktörü de dikkate alınmalı ve kontrol önlemleri bu bakış açısıyla değerlendirilmelidir.
Mikrobiyoloji laboratuvarlarında, kötüye kullanıldığında toplum için büyük riskler oluşturabilecek çok sayıda teh-
likeli mikroorganizma ve toksin bulunmaktadır. Bunlar değerli biyolojik materyaller olarak adlandırılır ve üç temel
başlıkta değerlendirilir.
• Patojenler ve Toksinler: Epidemi ve pandemilere yol açma olasılığı olan, doğal ya da sentetik mikroorganizma-
lar ve toksinleri kapsar.
• Aşılar ve Farmasötik Ürünler: Ticari potansiyeli sahip olan ürünler ve klonlanmış genler bu sınıfta değerlen-
dirilmektedir.
• Stoklar ve Referans Kökenler: Özellikle halk sağlığı tehdidi oluşturabilecek mikroorganizma stokları ve refe-
rans kökenler bu kapsamdadır.
Bu şekilde sınıflandırılan değerli biyolojik materyallere izinsiz erişimi, bunların çalınmasını ve kötüye kullanımını
engellemek amacıyla alınan kurumsal ve kişisel önlemler biyoemniyet olarak tanımlanır. Değerli biyolojik mater-
yaller, biyolojik silah olarak kötü amaçlarla kullanılabilir. Kötüye kullanım potansiyeli olan ve özellikle biyoterör
39