Page 18 - ÇAĞDAŞ DÜNYA SANATI TARİHİ 12
P. 18
1. ÜNİTE
İtalyanca “maniera” sözcüğünden gelen maniyerizm ilk olarak
Giorgio Vasari (Corci Vazari) (1511-1574) ile Raffaello Sanzio
(Rafael Sanziyo) (1483-1520) tarafından “üslup” sözcüğü ile eş
değer olarak kullanılmıştır. 17. yüzyılda teknik incelikler ve büyük
ustaları taklit etme anlamında kullanılan kelime 19. yüzyılda da Özellikle Michelangelo zaman zaman tüm alışılmış
kurallara karşı çıkmıştır. Bu karşı çıkış en çok
sanatta düşüşü ifade etme anlamında kullanılmıştır. Maniyerizm 16. mimaride olmuş ve bu alanda sık sık klasik
yüzyılın ortalarından itibaren mimari, resim ve heykelde kendi geleneğin ilişilmez kurallarını bir tarafa atmıştır.
ilkelerini ortaya koymuş, Rönesans’ın klasik kalıplarının dışında Bir sanatçının geçici heveslerine ve buluşlarına
eserler veren bir akım olmuştur. Rönesans Dönemi’nde kusursuzca hayran olmaya halkı alıştıran ve halkın önüne kendi
uygulanan perspektifi kullanmaktan kaçınan sanatçılar, figürlerin eski başyapıtlarının benzersiz mükemmeliyetle-
oran ve ölçüleri konusunda deformasyona (biçimbozum) gitmeye riyle tatmin olmayan ve durmadan, usanmadan yeni
sıklıkla başvurmuşlardır. Eserlerde derinlik içinde verilmiş figürler, yöntemler, yeni ifade tarzları araştıran bir dehâ
havada uçar gibi hareketli, ince ve zarif bir şekilde durmaktadır. örneği koyan kişi Michelangelo'nun kendisidir.
Resimde konturlar belirgin değildir. Figürler gölge içinde kaybol- (E.H.Gombrich, Sanatın Öyküsü, 2006, s.362)
maktadır (Görsel 1.4). Heykelde kıvrık figürlü kompozisyonlar,
sanatçının duygusal durumuna bağlı biçimler yaratmıştır. Özellikle
mimari alanda Rönesans’ın dengeli düzeni kaybolmuştur.
Heykel alanında Benvenuto Cellini (Benvenuto Çellini) (1500-1571) ve
Giovanni Bologna'nın (Giovanni da Bolonya) çalışmaları önemlidir.
Michelangelo’nun Floransa Laurenziano Kütüphanesi girişi ve
merdivenleri maniyerist mimarinin önemli örnekleri arasındadır.
Rönesans’ın kurallarından vazgeçen sanatçılar
kendilerine özgü bakış açıları geliştirmişlerdir.
Sanatçılar; iç gerçeklikleri, form bozukluklarını,
tanrısallığı hissettiren mitolojik tipleri, Hristiyan
azizleri ve doğal temaları kullanmayı tercih
etmişlerdir. Bu akımın önemli sanatçıları arasında
Michalengelo, El Greco, Jakopo da Pontormo
(Jakopa da Pontormo), Pieter Veronese (Pitır
Veronese), Francesco Parmigianino (Fırançesko
Parmiçyano), Giovanni Battista di Rosso (Covanni
Battista di Rosso), Benvenuto Cellini, Francesco
Primaticco (Fransesko Pirimatiko), Givanni da
Bologna bulunmaktadır.
El Greco (1541-1614): Asıl adı Domenico Theotokopulos’tur (Dominik
Theotokopulos). Girit Adası’nda doğan El Greco, hayatını İspan-
ya’da sürdürmüş bir ressamdır. 1565 yılında Venedik’te Ressam Görsel 1.4: Çobanların Duası,
Tiziano ile birlikte çalışmış olan sanatçı maniyerizm ve Bizans El Greco, 1560, Prado Müzesi, Madrid
sanatı özelliklerini kaynaştırmıştır. Eserlerinde Antik Yunan, Bizans
mozaik ve ikonalarında gördüğü uzun formları benimsemiş, dinsel
konuları çalışmış ve bu alanda birçok portre yapmıştır. Sanatçı
çalışmalarında çizgileri ve konturları kıvırmış, renkleri de gelenek-
sel kuralların dışında kullanmıştır. Bunun yanında mavinin griye
çalan tonunu sıklıkla uygulamıştır. Onun eserlerinde uzatılmış
figürler, eller, ayaklar ve yüzler tanım yapmak için değil daha çok
ruhu ortaya çıkarmak için kullanılmıştır. Tablolarındaki yükselen
kompozisyonlar maddi olandan manevi olana doğru sıralanmıştır.
Sanatçının “Orgaz Kontu’nun Gömülmesi” adlı çalışmasında bu
anlayışı görmek mümkündür (Görsel 1.5). Eserde sahne iki bölüme
ayrılmış, ön taraftaki sahneyi her biri portre gibi duran figürler
doldurmuştur. Figürlerin yüzlerinde durgunluk ve derin bir sükûnet
vardır. Ortada ise Orgaz Kontu’nun cansız bedeni görülmektedir.
Kontun cenazesini zengin işlemeli kıyafetler içindeki azizler
taşımaktadır. Tablonun üst kısmında ise göklerdeki hareketli bir
sahne tasvir edilmiştir. Görsel 1.5: Orgaz Kontu’nun Gömülmesi,
El Greco, 1586-1588, Santo Torne Kilisesi, Toledo
15