Page 22 - ÇAĞDAŞ DÜNYA SANATI TARİHİ 12
P. 22

1. ÜNİTE


               Alabildiğince  geniş  olarak  tasarlanan  meydanlar  ile  bu  meydanlara  yapılan  çeşmeler  önemli  eserlerdendir.  Bu
               meydanlarda şenlikler, dinî törenler ve tiyatro gösterileri yapılmış; heykeller ise bu yapıların birer parçası olarak
               kullanılmıştır.  Barok meydanlar bu dönemde gücün simgesi olarak görülmüştür. Rönesans’ın perspektif anlayışı bu
               dönemde de geçerli olmuş ve bu şekilde görselliği güçlü, mekânı yumuşatıcı, süslü ve tiyatral açıklıkların bulunduğu
               meydanlar oluşturulmuştur (Görsel 1.15).





























                          Görsel 1.15: San Pietro Meydanı, Roma





























                           Görsel 1.16: Versailles Sarayı, Fransa     Görsel 1.17: San Carlo Alle Fontane (ayrıntı), Roma
               Versailles (Versay) Sarayı’nın küçük kilisesi ile aynalı galerisinin bazı bölümlerini yapan Jules Hardoin Mansart (Jul
               Harduan Mansar) (1646-1708) dönemin ünlü mimarları arasındadır. Mansart, sarayın bu kısımlarını 1682 yılına kadar
               tamamlamıştır (Görsel 1.16). Binanın etrafı iki km uzunluğunda bir parkla çevrilmiştir. Burası dönemin en büyük
               eğlencelerinin yapıldığı bir yer olmuştur. Parkın içine mermerden yapılmış çok sayıda heykel konmuştur.

               Barok mimarinin önde gelen temsilcilerinden olan Francesco Borromini (Fırançesko Boromini) (1599-1667)  dünyevi
               gerçekliğin sınırsız sonsuzlukta olduğunu düşünmüştür. Statik çizgileri çember şeklinde betimleyen sanatçı elips ve
               düz  hatları dalgalar hâlinde betimlemiştir. Yaptığı “Carlo Alle  Guatro  Fontane”(Karlo Alle  Guadro  Fontane)  adlı
               kilisede haç şekilli planı oval biçimde tasarlamıştır. Ovali ise haça benzetmek için yapıtında eğri hatlar kullanmayı
               tercih etmiştir. Bu şekilde eserinde iç ve dış bükey eğriler meydana getirmiştir. İç ve dış cephelerde uygulanan bu
               hareketlilik Rönesans ve maniyerizmin düz cephelerinde hareketin sonsuzluğuna kendini kaptırmıştır (Görsel 1.17).


                                                                                                          19
   17   18   19   20   21   22   23   24   25   26   27