Page 27 - ÇAĞDAŞ DÜNYA SANATI TARİHİ 12
P. 27
MODERNİZM ÖNCESİ BATI SANATINA BAKIŞ
Sanatçının bir diğer ünlü yapıtı ise “Apollo ve Daphne” adlı eseridir.
Figürler arası bağlantılar, hareketlerdeki incelik ve uyum, heyecana eşlik
eden soldan sağa yükseliş bu çalışmanın en önemli özelliklerindendir
(Görsel 1.29). Barok heykel sanatçıları arasında Alessandro Algardi
(Alisandıro Algardi), Pierre Püge (Piyer Püje), François Girardon
(Fırançis Girardo), Gregorio Hernandez (Gıregori Hernandes), Antonie
Coysevoks (Antoni Koyzevoks), Andreas Schlütter (Andıre Şöliter)
bulunmaktadır.
C) ROKOKO
Fransızca “rocaille” kelimesinden türemiş olan rokoko “deniz kabuğu
veya kabuk benzeri biçimlerden oluşan içi boş bir şekerlemeye” verilen
isimdir. Rokoko 1730-1780 yılları arasında başta Fransa olmak üzere
diğer Avrupa ülke- lerinde de etkisini göstermiş bir sanat üslubudur. Bazı
eleştirmenler tarafından birçok açıdan barokun devamı olarak nitelen-
dirilmiştir. Şatafatlı, aşırı süslemeci, dekoratif, kaygısız, zarif, cazibeli,
esprili bir üslup olarak tanınmıştır. Barok sanatın karmaşık ve kıvrımlı
biçimlerini benimsemiş olan rokoko biçimsel olarak doğrusal çizgileri
değil baskın bir şekilde “S” kıvrımlarını kullanmıştır. Resim sanatı
yapıların tavan ve duvarlarında abartılı, gerçeklik duygusunu yitirmiş
bezemelere (Görsel 1.30) dönüşmüştür. Heykelin iç mekânda kulla-
nılması, dönemin yaşam biçimini konu alan temaların ele alınması Görsel 1.29:Apollo ve Daphne,Bernini,1622-25,
rokokonun önemli özellikleri arasındadır. Santa Maria Kilisesi,İtalya
Rokoko Dönemi’nde sanatçılar eserlerinde çok sayıda yinelenen temaları kullanmayı tercih etmişlerdir. Resimlerde
kullanılan figürler genellikle şatafatlı giysilerle betimlenmiş ve figürlerin davranışlarına masalımsı bir hava verilmiştir.
Duyarlılığa daha fazla önem veren gökyüzü mavisi, gül pembesi gibi renklerin kullanımı tercih edilmiştir. Rokokoda
rahatlık, canlılık, doğalcı gözlemcilik ve benzetmecilik gibi özellikler baskın olmuştur. Konular dinî ve siyasi alandan
değil sanatsal yaratıcılığın kullanıldığı alanlardan seçilmiştir. Eserlerde kullanılan figürlerin etrafını son derece zengin
doğa betimlemeleri almıştır. Özellikle aristokratların çok benimsediği rokoko Fransa’da doğmuş ve gelişmiş olmasına
rağmen en güçlü örneklerini Almanya’da göstermiştir. Herhangi bir düzene bağlı olmayan, simetrik düzenleri
reddeden bir tarz olan rokoko formları barok formlara göre daha hafif detaylara sahiptir. 1770 yıllarına doğru yerini
yavaş yavaş neoklasik akıma bırakmıştır. Üslubun en önemli temsilcileri arasında Jean Antoine Wateau (Jan Antoni
Wattau) (1684-1721), Jean Honore Fragonard (Honor Fıragonart) (1732-1806), Francoise Boucher (Fırancois
Boche)(1703-1770) ve Johann Baptist Zimmerman (Johan Baptis Zimırman) (1680-1758) gösterilmektedir.
Görsel 1.30: Son Yargı, Zimmerman, 1746-1754, Wies Hac Kilisesi (ayrıntı), Almanya
24