Page 28 - ESTETİK 11
P. 28
ler de vardır. Güzel olarak nitelenen nesne, zihnimizde yarattığı çağrışımlarla, yaşama
sevincini artıran izlenimleriyle güzeldir. Bu durum, güzel nesnenin ve güzellik kavramı-
nın öznenin algısında oluşturduğu izlenimlere de işaret eder. Estetik deneyimin içinde
özne, yalın fiziksel ve mekanik algının ötesine uzanarak tinsel ve kültürel bir algıya
yönelir.
SoruYorum
Aşağıdaki soruları sınıf ortamında arkadaşlarınızla birlikte cevaplayınız.
1. Bir sanat eserini güzel bulmamızın nedenleri neler olabilir?
2. Güzel bulduğumuz bir sanat eseri bizde nasıl izler bırakır?
3. İzleyicisi olmayan bir sanat eserinin güzelliğinden söz edebilir miyiz?
4. Bir sanat eserine bakarken kendinizden bir şey katıyor musunuz?
1.7.2. Süjenin Estetik Objeye Yaklaşımı
Süje; estetik obje karşısında estetik tavır alan
kişidir. Bunu yapan bir sanatçı olabileceği gibi
herhangi bir kimse de olabilir. Önemli olan
estetik tavır takınmaktır. Süjenin takındığı bu
tavırda belirleyici olan, öznenin ister istemez
kendi hakkında iç gözlemleri sonucunda elde
ettiği iç görüdür. Bu iç görü estetik öznenin es-
tetik varlık alanına katılmasını sağlar. Bilme ve
buna bağlı olarak ortaya çıkan görü öznel nite-
lik taşımalıdır. Ama bu niteliğin estetik objeye
ait bilgi veya sadece öznel bir tutum olmadığı-
nı söylemek imkânsızdır.
Görsel 1.17: Le Moulin de La Galette’te Dans, 1876, Pierre Auguste
Renoir, 1,31x1,75 m, Tuval üzerine yağlıboya, Orsay Müzesi, Fransa Bu durumu fark eden ve onu temellendirip gü-
zel, hoş ve yüce ayrımı yapan ilk filozof Imma-
nuel Kant’tır. Kant estetik yargıları öznellikten
kurtarmak için bunları genel bir ilkeye bağlamak istemiştir. Ona göre bu “ortak estetik
duyu” bütün insanlarda vardır. Beğeni yargılarının genel geçerliği herkesin ortak ol-
duğu bu duyuya dayanır. Bu duyum kişinin özel duyumu olmayıp bütün insanlar için
ortak bir duyumdur. Kant’a göre, “Şu tablo güzeldir.” dendiği zaman, bu beğeni yargısı,
sanat yapıtı olan “tablo” karşısında yalnız kişinin özel olarak duyum saydığı bir hoşlan-
mayı dile getirmez. Aynı zamanda herkes için geçerli ve zorunlu bir yargıdır. Bunun için
“güzel” denilen tabloyu herkesin “güzel” bulması istenir ve bu herkesten de beklenir.
Çünkü “Bu tablo güzeldir.” yargısına ancak bu “ortak duyuya” dayanarak varılır.
Güzellik bakımından yargımızı oluşturan unsurlar nitelik, nicelik, bağıntı ve modalitedir.
Nitelik bakımından güzel, yarar gözetmeksizin çıkarsız olarak hoşa giden şeydir. Nicelik
bakımından güzel, herkesin hoşuna giden şeydir. Bağıntı bakımından güzel, amacını
kendinde bulan, doğrudan hoşa giden şeydir. Modalite ya da kiplik bakımından güzel
ise zorunlu olarak hoşa giden şeydir.
Kant’ta “yüce” tamamen sübjektiftir. Duyuların verdiği büyüklük duyumuna ek olarak
26