Page 115 - GENEL SANAT TARİHİ 10
P. 115

ÇAĞDAŞ TÜRK SANATI


            Türk resim sanatının önde gelen ressamlarından Nazmi Ziya Güran (1881-1937) izlenimcilik
            akımın  Türkiye’deki  önemli  temsilcileri  arasındadır.  Resim  yapması  ailesi  tarafından  hoş
            görülmeyen sanatçı, babasının vefatından sonra Sanayi-i Nefise Mektebine girmiştir. Türk
            resim sanatının önemli gruplarından olan 1914 Kuşağı içerisinde yer almıştır. Sanatçı tabiattaki
            eşyanın  şekil  ve  renginden  ziyade  güneş  ve  ışığın  her  an  değişen  durumunu  kavramış  ve
            eserlerine  bunu  yansıtmıştır.  Aynı  yerin  görüntüsünü  günün  farklı  saatlerinde  resmetmiş,
            bazı  eserlerini  yapmak  uzun  saatlerini  almıştır.  Nazmi  Ziya  gücünü  İstanbul  resimlerinde
            göstermiştir.  Eserlerinde  renkleri  palet  üzerine  değil  tuval  üzerine  yan  yana  gelen  küçük
            noktacıklar hâlinde saf renkleri kullanarak yapmıştır. Sanatçı sıcak ve soğuk renkleri sistemli
            olarak kullanmıştır.
            “Karacaahmet”  adlı  çalışmasında  güneş  ve  havanın
            değişkenliğinin görülmesi, rutubetli ve nemli havanın
            tuvale  yansıtılması  gö-rülmektedir  (Görsel  4.6).
            Çalışmada  bu-ğulu  hava  perdesini  delen  güneş,
            ağaçların arasından sızıp, yerde yeşil ve turuncudan
            oluşan bir yüzey oluşturmaktadır. Batmak üzere olan
            akşam  güneşinin  yumuşak  ışık-larından  oluşan  bir
            perde doğa üzerine gerilmiş gibidir.





                                                                 Görsel  4.6:  Karacaahmet,  Nazmi  Ziya  Güran,  1933,  Sakıp
                                                                 Sabancı Müzesi, İstanbul
            Osmanlı Ressamlar Cemiyeti

            XX. yüzyılın son yirmi yılında Türk resim sanatı kendisine önemli bir yer bulmuştur. Resim sanatının, askerî
            ve sivil okullarda ders programına girmesi, bu okullarda resim eğitimcisi yetiştirilmesi, düzenli sergilerin
            açılması,  Türk  sanatçıların  bir  meslek  birliği  etrafında  birleşme  zorunluluğunu  doğurmuştur.  Hikmet
            Onat, Sami Yetik, Şevket Dağ, İbrahim Çallı, Mehmet Ruhi Arel, Agâh Bey, Ahmet Ziya Akbulut, Feyhaman
            Duran, Mehmet Ali Laga ve Müfide Kadri gibi genç ressamlardan oluşan Osmanlı Ressamlar Cemiyeti,
            1908 yılında dönemin sanat ve sanatçı sorunlarına çözüm bulmak üzere Türk ressamlarının ilk örgütü
            olarak kurulmuştur. Böylelikle Türk ressamlar XX. yüzyılda ilk kez bir örgüt çevresinde birleşmiştir. Halil
            Paşa, Hüseyin Zekai Paşa, Hüseyin Avni Lifij, Nazmi
            Ziya Güran gibi ünlü Türk ressamları da bu gruba
            sonradan  katılmıştır.  Bununla  beraber  cemiyetin
            etkinliklerinin odağını, sonradan 1914 Kuşağı olarak
            tanınacak genç sanatçılar oluşturmuştur. Osmanlı
            Ressamlar  Cemiyeti  Türk  resim  sanatı  tarihinde
            kurumsallaşma  ve  çağdaşlaşma  çabalarının
            başlangıç noktası sayılır. Ancak cemiyet akım veya
            üslup  yeniliği  sunmak  yerine  dönemin  Osmanlı
            resim sanatını ve kültür ortamını, sanatçı ve toplum
            ilişkilerini  düzenleyen  bir  kurum  olmaktan  öteye
            geçememiştir.  Feyhaman  Duran’ın  “Ressamlar
            Grubu”  adlı  eseri  Osmanlı  Ressamlar  Cemiyeti
            üyelerinden  oluşan  bir  kompozisyondur  (Görsel
            4.7).
                                                          Görsel  4.7:  Ressamlar  Grubu  (  Soldan  Sağa:  Sami  Yetik,  İbrahim  Çallı,
                                                          Feyhaman Duran, Şevket Dağ, Hikmet Onat),Feyhaman Duran, 1921,
                                                          Resim ve Heykel Müzesi, İstanbul




                                                                                                   113
   110   111   112   113   114   115   116   117   118   119   120