Page 171 - GENEL SANAT TARİHİ 9
P. 171

TÜRK İSLAM SANATI

            Aydınoğlu  İsa  Bey  Camii  özellikleri  bakımından  Şam  Emeviyye  ve  Diyarbakır  Ulu  camilerine
            benzemektedir. Mermer bloklarla kaplı ve ana cepheyi gösteren batı duvarı, iki kat pencere sıvası ve
            orta kısımda yer alan portali ile Osmanlı camilerine örnek sayılabilmektedir.Menteşeoğulları; Muğla,
            Peçin,  Milas  ve  Balat’ta  egemenlik  kurmuşlardır.  Menteşe  Türkmenlerinin  mimarisi,  Selçuklu  ve
            Osmanlı mimarisinin etkileri ile biçimlenmiştir. Bununla birlikte özgün bir mimari üslup yaratarak
            Anadolu Türk mimarisinde önemli bir yer kazanmıştır.

            Muğla’ya bağlı Milas ilçesinde bulunan Hacı İlyas Camii Milas’ın en eski camisi olarak bilinmektedir.
            Caminin ana giriş kapısı üzerinde yer alan kitabeye göre cami, 1330 yılında yaptırılmıştır. Caminin
            harim kısmı mimari özellikler açısından fazla özellik göstermektedir. Dikdörtgen planlı olan bölümün
            üzeri düz ahşap bir çatı ile kaplanmış, üzeri  kiremit örtülü çatı ile kapatılmıştır. Caminin kuzey ve
            batı cepheleri sivri kemerlerle hareketlendirilmiştir. Üç bölümlü olarak tasarlanmış olan son cemaat
            yerinin üzeri kiremit kaplı üç kubbe ile kapatılmıştır.
            Ramazanoğulları; Adana, Ayaş ve Payas bölgelerinde egemenlik kurmuştur. Ramazanoğullarının en
            önemli yapısı türbe ve medrese ile bir külliye hâlinde olan Adana’daki Ulu Camii’dir. Adana Ulu Camii,
            Selçuklu ve Osmanlı mimarisiyle güneyden gelen Memlük etkisini birleştiren bir yapıdır. İç avluya
            açılan kapılardaki ve minberdeki kitabeye göre 1513’te yapımına başlanan cami 1541’de bitirilmiştir.
            Siyah ve beyaz renkte mermer levhalarla süslü doğu portali ile daha yalın batı portalinden bir iç
            avluya  girilmektedir.  Avlunun  kuzey  ve  batı  yönünü  kiremit  kaplı  kubbeler  çevirir.  Cami,  kıbleye
            paralel yerleştirilmiş dört sütunun oluşturduğu iki nefe sahiptir. Mihrap önü kubbe ile örtülüdür.
            Öteki bölümler ise çapraz tonozla kaplıdır. Kırmızı, siyah ve beyaz mermer kaplamaların bulunduğu
            mihrapta, natüralist çiçeklerin de yer aldığı çok kaliteli İznik çinileri vardır. Minare renkli taş kuşakları,
            düğümlü kemer nişleri ve sekizgen köşeli gövdesi ile Memlük minarelerine benzemektedir. Caminin
            doğusuna  bitişik  türbedeki  lahitler  de  çini  ile  kaplıdır.  Caminin  doğusunda  Piri  Paşa  tarafından
            1540’ta yaptırılan medrese yer almaktadır.



                           7.6         OSMANLI DÖNEMİ

                                       SANATI


            Osmanlılar, XIII. yüzyıl sonunda çeşitli uygarlıkların ortaya çıktığı ve geliştiği topraklarda yeni bir
            medeniyetin temelini atmıştır. Antik Çağ’dan sonra Roma ve Bizans, Anadolu Selçukluları ve muhtelif
            Türk beylikleri bu coğrafyada uzun süre hüküm sürmüştür. Osmanlılar Anadolu’ya geldikleri sırada bu
            kültürlerin birikimlerinden, teknik bilgilerinden ve mimari sanat eserlerinden etkilenmiştir. Sonrasında
            Osmanlılar Asya’dan taşıdıkları yapı gelenek ve tecrübelerini, alışkanlıklarını, teknik bilgilerini, çeşitli
            süsleme unsurlarını Anadolu coğrafyasında yeniden bir araya getirip yoğurmuş ve çok farklı bir üslup
            ortaya koymuştur.
            Daha önce Asya’da yapı unsuru olarak kullandıkları taşı, sırlı ve sırsız tuğlayı kullanmaya devam etmiş;
            orijinal kemer ve kubbe formlarını bu yeni coğrafyada yeni düşünce, inanç ve yaşam biçimlerine uygun
            bir tarzda, özgün mimari programlarına aktarmışlardır. Bu anlayışla Osmanlılar merkezinde cami,
            mescid, medreseler, çarşı, han ve hamamlar bulunan külliyeler, çeşme ve sebillerle zenginleşen yeni
            şehirler inşa ve imar etmişler; yeni fethettikleri şehirleri de çok kısa zamanda dinî ve sosyal ihtiyacı
            karşılayacak yapılarla zenginleştirerek kendi kültürlerini üstün kılmışlardır.

            Osmanlılar; başta mimari olmak üzere değişik sanat dallarında inanç, yaşam biçimi ve düşüncelerine
            uygun biçimde kendilerine özgü yepyeni bir sanat anlayışı ortaya koymuşlardır. Osmanlı Devleti’ndeki
            bu sanat anlayışı zamanla sosyal, ekonomik ve kültürel etkenler nedeniyle değişime uğramıştır. Bu
            nedenle Osmanlı sanatı; Erken Dönem, Klasik Dönem ve Son Dönem olmak üzere üç farklı döneme
            ayrılarak incelenmektedir.


                                                                                                    169
   166   167   168   169   170   171   172   173   174   175   176