Page 169 - GENEL SANAT TARİHİ 9
P. 169
TÜRK İSLAM SANATI
METİN ANALİZİ Aşağıda Selçuklu saraylarından olan Kubadabad Sarayı’nda bulunan
figürlerin anlamları verilmiştir. Metni okuyunuz, soruları cevaplayınız.
Çift başlı kartal: Selçuklu sarayını ve sultanın gücünü temsil eden en önemli figürlerindendir.
Orta Asya halklarında kudret, kuvvet ve gelecekten haber veren kuş olarak sembolize edilmiştir.
Tavus kuşu: Devletin sürekliliğini, sonsuz hayatı, güzelliği ve cenneti tasvir etmektedir.
Aslan: Doğadaki gücü, yiğitliği, güneşi ve aydınlığı temsil etmektedir. Anadolu Selçuklu sanatında
sultanı temsil etmektedir ve her zaman tek olarak tasvir edilmiştir.
Köpek: Sadakati ve hizmetkârlığı temsil etmektedir. Aslan gibi gövdeleri şişirilerek tasvir
edilmiştir.
At: Şamanizm inancına göre atın şamanı gökyüzüne çıkaracağına ve kurban hayvanı olacağına
inanılmıştır. Şamanlar at aracılığı ile yer altına ve öteki dünyaya geçtiklerine inandıklarından
Türklerde ölen kişi atı ile beraber gömülmüştür. Bu nedenle at hem yaşamın hem ölümün
vazgeçilmez unsuru olarak görülmüştür.
Ördek: Hem av hayvanı hem de göllerin süsü ve sembolü olarak görülmüştür.
Kuş: Mutluluk, güzellik ve özgürlüğün sembolüdür.
Yazar tarafından derlenmiştir.
1. Türklerde hayvanlara sembolik anlamlar yüklenmesinin nedenleri neler olabilir?
2. Sembolik anlamını bildiğiniz hayvanlar var mı? Varsa ne anlama geldiğini açıklayınız.
C) Anadolu Selçuklu Sonrası Beylikler Dönemi Mimarisi
1243 Kösedağ Savaşı’nda Moğollara yenilen Selçuklular eski güçlerini yitirmiştir. Bu durum 1308’e kadar
sürmüştür. Bununla birlikte Selçuklu sanatı XIII. yüzyıl sonuna değin çok önemli eserlerle kuvvetle
yaşatılmıştır. Sınırlara yerleştirilmiş olan Türkmen beylikleri, Selçuklulardan sonra bağımsızlıklarını
kazanarak Anadolu Türk mimarisine canlılık getiren yapıtlar vermiştir. Böylece XIV. yüzyılda sanat
tarihinde “Beylikler Dönemi” olarak adlandırılan yeni bir dönem başlamıştır.
Eşrefoğlu Beyliği, Beyşehir ve yöresinde egemenlik kurmuştur. Beyşehir’de Eşrefoğlu Süleyman Bey
tarafından yaptırılmış olan Eşrefoğlu Camii (1297-99) beylikler döneminin anıtsal yapılarındandır
(Görsel 7.17). Cami kuzeydoğuda üçgen biçimli, güneyde ise düzgün olmayan dikdörtgen biçiminde bir
alana inşa edilmiştir. Yapıya giriş kuzeydoğu cephesinde yer alan taç kapıdan girilmektedir. Yapının ana
ibadet bölümünde ahşap 48 adet direk örtü sistemini taşımaktadır. Aynı zamanda bu kısım mihraba
doğru uzanan yedi neften oluşmaktadır.
Ortada bulunan nef diğerlerinden daha geniş
tutulmuştur. Orta nefin merkezine yakın bir
bölümünde kare planlı bir havuz yapılmış ve
üstü açık bırakılmıştır. Caminin mihrap önünde
bulunan kubbesi ve mihrap bölümü sırlı tuğla
ve mozaik çinilerle süslenmiştir. Caminin
minberi ise ceviz ağacından yapılmıştır. Yapının
minaresi taç kapının kuzey kısmında tek şerefeli
minare yer almaktadır. Caminin doğu ve batı
cephelerinde sade olarak yapılmış olan iki adet
daha taç kapı bulunmaktadır. Doğuda yer alan
taç kapının yanında konik çatılı sekizgen planlı
Görsel 7.17: Eşrefoğlu Camii, Beyşehir türbe bulunmaktadır.
167