Page 95 - TÜRK İSLAM SANATI TARİHİ 11
P. 95
İSLAMİYET ÖNCESİ ORTA ASYA TÜRK SANATI
Edirne’nin fethinden sonra Osmanlı şehre iki saray
yapmıştır. Bu saraylardan ilki I. Murad’ın Selimiye Camii’nin
bulunduğu yere yaptırdığı Eski Saray; diğeri ise önceleri
Yeni Saray (Sarây-ı Cedîd) olarak adlandırılan Edirne
Sarayı’dır. Bu saray 1450-1451 yılları arasında II. Murad
tarafından yaptırılmış ve Fatih Sultan Mehmed tarafından
bitirilmiştir. Geniş bir alana yayılmış olan saray; kasırlar,
daireler, hizmet binaları, hamamlar, camiler ve köprülerin
oluşturduğu çok sayıda binadan oluşmaktadır (Görsel
5.10, 5.11, 5.12). Etrafı üç metre yüksekliğinde duvarla
çevrilen saraya çok sayıda kapıyla giriş sağlanmıştır. Başta
has bahçe olmak üzere çok sayıda bahçenin güzellik
kattığı sarayda yapılar; genelde tuğla ve taş malzemenin
sırayla kullanıldığı almaşık yöntemle taş duvarlar üzerinde Görsel 5.10: Edirne Sarayı Bab-üs
yükselmiş; kalem işi ve çini bezemelerle süslenmiştir. Saade Kapısı
İstanbul’un fethinden sonra önemini yitiren saray, 1752-1753’te yaşanan depremlerin yanı
sıra çok sayıda sel ve yangın felaketi geçirmiş ve Osmanlı’nın son dönemlerde yaşanan
Rus saldırılarıyla da kullanılamaz hâle gelmiştir. Günümüzde az sayıda kalıntıya ulaşılan
saray hakkındaki geniş bilgilere yazılı kaynaklardan ve gravürlerden ulaşılmaktadır.
Görsel 5.11: Edirne Sarayı Kum Kasrı Hamamı Görsel 5.12: Edirne Sarayı Matbah-ı Amire binası
5.2. KLASİK DÖNEM OSMANLI SANATI
II. Mehmed’in tahta geçmesiyle (1451) başlayan ve Lale Devri’nin başlangıcına (1703)
kadar devam eden süreç, Osmanlı sanatında Klasik Dönem olarak adlandırılmaktadır.
Bu dönemdeki sanat ürünlerinin şekillenmesinde siyasi, kültürel, ekonomik ve sosyal
olmak üzere çok sayıda etmenin etkili olduğu görülmektedir. Osmanlı’nın bu dönemde
kazandığı askerî güç, topraklarının üç kıtaya yayılmasını sağlamış ve devletin ekonomik
gücünü oldukça arttırmıştır. Klasik Dönem, Osmanlı sanatının en nitelikli ve özgün
ürünlerinin oluşturulduğu zaman dilimi olarak değerlendirilmektedir. Genişlemeyle
birlikte yeni kültürlerin farklı sanat üsluplarıyla karşılaşılmış olsa da elde edilen
sanat deneyimi belirli estetik değerleri içeren mimari elaman, plan ve bezemelerin
ortaya çıkmasına katkıda bulunmuştur. Fatih Sultan Mehmed’in 1453’te İstanbul’u
fethiyle Osmanlılar, tam anlamıyla yeni bir siyasi sürece girmiştir. Bizans’a başkentlik
yapan İstanbul’un Osmanlı’nın topraklarına katılması ve bunun sonucunda Bizans’ın
yıkılmasıyla bir çağ (Orta Çağ) kapanmış, bir çağ (Yeni Çağ) açılmıştır. Büyük bir siyasi ve
ekonomik güç hâline gelen Osmanlılar, uzun yıllar Avrupa’ya her yönüyle rakip olmuş
hatta bazı alanlarda Avrupa’dan üstün duruma geçmiştir. Osmanlı, bu gelişmelere
paralel olarak güç ve zenginliğini büyük mimari yapıları ortaya çıkarmak suretiyle
simgeleştirme yoluna gitmiştir.
Dönemin klasik olarak adlandırılmasına neden olan gelişmelerin ilk ürünleri, Fatih
Sultan Mehmed (1451-1481) ve Sultan II. Beyazid’ın (1481-1512) tahta çıktıkları zaman
93

