Page 159 - ÜÇ BOYUTLU SANAT ATÖLYE 11
P. 159

4. Ünite



                  Seramiğin Tanımı


                  ‘‘Seramik altının toprak, üstünün cam olduğunu duyumsatandır!...  İnsanın yeryüzüyle gökyüzü arasında ya-
               şadığını anımsatan bir duygudur bu. Dünyamızın dönmesi örneği, çoğu kez dönen bir çark üzerinde biçime ulaşır
               seramik. O nedenle de bu yaratıcı kaynağı kullanmak, çarkı döndürmek gerek diyorum… ʼʼ
                                                                                        Prof. Dr. Güngör GÜNER

                  Seramik, ateşin bulunuşundan bu yana insanoğlunun gereksinimlerinden doğan en ilkel sanat olarak ortaya
               çıkmıştır. Herbert  Read, “Seramik; sanatların en safı, en soyutudur.” der.
                  “Seramik” kelimesi, “çömlekçilik” anlamına gelen Yunanca keramikos’tan yani “çömlek” anlamına gelen kera-
               mos kelimesinden gelmektedir. Genel olarak fırınlanmış ‘‘kil’’den yapılan nesneleri, teknik açıdan ise nesnenin bi-
               çimlendirilmesinde plastikliği (yoğurulabilirlik) sağlayan kil ile fırınlama sırasında parçanın kırılmasını ya da çatla-
               masını önleyen kuvars (Saf silisyum dioksit kristallerine verilen ad) ve bu ikisini bağlayan feldispat (mineral grubu)
               karışımından oluşan hamurla yapılan nesneleri niteler. Batı dillerinde fırınlama ve yüzey işlemlerinden bağımsız
               genel bir terim olarak kullanılır (Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi, cilt.3, s. 1634).
                  Kil minerallerinden yapılan plastik çamurun şekil verilip pişirilmesiyle elde edilen çanak, çömlek, kap, testi,
               tuğla ve kiremit gibi yüksek veya düşük sıcaklıkta pişirilmiş objelere seramik denir. En yalın hâliyle “pişmiş toprak”
               olarak ifade edilmektedir.
                  Seramiğin ham maddesi kildir. Seramik, kil malzemenin çeşitli yöntemlerle şekil verilip torna veya kalıpla bi-
               çimlendirildikten sonra kurutulması ve sırlı ya da sırsız olarak sertleşip dayanıklılık kazanıncaya kadar pişirilmesi
               teknolojisi ve sanatıdır.


                  Seramiğin insanlık tarihinin her evresinde vazgeçilemeyen, ayrıcalıklı,
               doğaya saygılı, sanatsal yönüyle öne çıkan büyük bir buluş olduğu görü-
               lür. Ana malzemesi toprak olan seramik, dün-
               ya  uygarlığının  belli  bir  evresinde  insanın
               günlük yaşamına girmiş, farklı kültürlerin
               ortak noktası olmayı başarmış ve bugüne
               kadar kesintisiz kullanılmıştır. Üretilmeye,
               keşfedilmeye, geliştirilmeye, süslenmeye
               ve sanatsal anlamlar yüklenmeye de-
               vam  edilmiştir.  Bugün  geçmiş  uy-
               garlıkların tarihine bakıldığında,
               dinî idollerden mimari ögelere,
               mutfak ve süs eşyalarından ha-
               berleşme tabletlerine kadar
               her yerde seramikle karşılaşıl-
               maktadır. Toprağın, suyun ve
               ateşin ahenkli uyumu, çömlek
               olarak biçimlendirilen  objeyi
               zaman içinde bir sanat eserine
               dönüştürmüştür.
                  Seramik; sürekli kendini
               yenilemiş, farklı kültürlerden
               izler taşıyarak günümüze taşın-
               mıştır. Geçmişten günümüze
               ulaşma adına, bu zorlu yolcu-
               luğu tamamlayabilen ölümsüz
               malzemelerden biri olmuş-
               tur. Seramik sanatçıları ise bu
               ölümsüz malzeme ve bunların
               sahip olduğu malzeme diline
               yeni yorumlar katma çabasın-
               dadırlar (Görsel 4.2).
                                           Görsel 4.2: Yunan Klasik Dönem, Terracotta (Terakota) plaka, MÖ 450, Metropolitan Müzesi,
                                           New York







            156
   154   155   156   157   158   159   160   161   162   163   164