Page 32 - ÜÇ BOYUTLU SANAT ATÖLYE 12
P. 32

HEYKEL SANATINA GİRİŞ



            Farklı Kültürlerin Heykel Uygulamalarındaki Üslup ve Anlayış Farklılıkları


               Önder Şenyapılı’nın da dediği gibi “Herhangi bir üslubun arkasında temel bir bakış, temel bir görüş ve temel
            bir düşünüş yatmaktadır. Görsel dili biçimlendiren ve sanat yapıtının iletisini belirleyen de budur.”
               Üslup, bireye özgü yaratıcı bir biçim dili oluşturmaktır. Örneğin Michalengelo ya da Gian Bernini’nin ışık-gölge
            tekniğine getirdiği yenilikler, aynı zamanda onların özgün üslubunu bize gösterir ya da A. Rodin’in ışık-gölgeyi mer-
            mer yüzeyde işleyiş tarzı, sanatçının özgün üslup özelliğidir. Bu örneklerde olduğu gibi hiçbir sanatçının  sanat an-
            layışı, bir diğerine benzemez. Yaşanılan dönemin, çevrenin geçerli koşulları, yerleşik değer yargıları, estetik anlayı-
            şı ve teknoloji düzeyinin etkisi sanat anlayışında yüzyıllar boyunca değişik üslupların doğmasına neden olmuştur.
               Sanat yapıtları; yapıldıkları dönemin kültürel, siyasi, teknolojik, dinsel etkilerini yansıtan bir ayna görevi gö-
            rürler. Üslup ve anlayış farkları sadece sanatçının kişisel özelliklerine göre değişmez, yalnızca bireyin kültürel biri-
            kimini yansıtmaz aynı zamanda toplumun, ulusun kişiliğini de yansıtır. Bu nedenle sanat yapıtları incelendiğinde
            toplumların nasıl bir yaşam tarzları olduğunu, neye inandıklarını, nasıl yönetildiklerini bize iletir. Bu yüzden üslup,
            sanat yapıtlarını özel kılan bir özelliktir. Sanatçının dünya görüşünü yansıtır. Sanat eserinin özgünlüğünü belirler.
               Heykel tarihi içerisinde aynı konu, kişi ve nesne heykel konusu olarak sayısız kez ele alınmıştır. Fakat sanatçının
            üslubu, yorumu, sanat tarihi açısından yapıldığı dönemin özelliklerini taşıma ve farklı bir bakış açısı ortaya koyma
            konusunda farklı sanatsal değerlere sahip olduğu gibi yine aynı dönemde yaşayan heykel sanatçıları arasında da
            üslup ve anlayış farkları görmek mümkündür. Donatello [Donatello (1386-1466)] ve Verrocchio [Vereçyo (1435-
            1488)] aynı dönemde yaşamış heykeltıraşlar olmalarına rağmen Davut heykelinin iki sanatçı tarafından yorumla-
            nışı üslup farklılıkları göstermektedir (Görsel 1.36, 1.37).





































                       Görsel 1.36: Davut, Donatello, bronz,        Görsel 1.37: Davut, Verrocchio, 1466-69,
                       1430-1440, Borgello                          Del Bargello Müzesi, Floransa
               İlk Çağ’da yapılmış ana tanrıça, Kibele heykelcikleri, Antik Çağ venüsleri ve Willendorf venüsü gibi büyü amaçlı
            yapılmış bilinen en eski heykelcikler, dinde bereketi simgeleyen ürünlerdir. Kadın vücudunun bilinçli bir şekilde
            deforme edilme anlayışı simgeseldir ve doğurganlığı vurgulamak amacıyla yapılmıştır.
               Mısır heykel sanatında gelişen üslupçuluk özellikle figürlerin duruşlarında ve vücudu kaplayan kumaşların ya-
            pımında kendini gösterir. Figürler genelde durgun ve hareketsizdir. Frontal duruş hâkimdir. Büyük taş bloklara
            çalışıldığından heykellerde detay ve ifade görülmez. Sadeleşme malzemeden dolayı tercih edilen bir özellik ol-
            muştur. Sadece mezar içine konacak heykellerde “Ölümden sonra yaşam inancına bağlı olarak” yapılan figürlerde
            kim betimlenecek ise onun birebir yansıtılması zorunluluğu taşınmıştır. Büyük taş bloklara yapılan sfenkslerde
            abartı, gücü simgelemek için kullanılmıştır. Eski Mısır’da devletin gücünü simgeleyen anıtsal yapılar ve heykeller
            bize Mısır toplumunun yaşantısı, inançları ve yönetim biçimleri hakkında bilgi verir.





                                                                                                         29
   27   28   29   30   31   32   33   34   35   36   37