Page 38 - ÜÇ BOYUTLU SANAT ATÖLYE 12
P. 38
HEYKEL SANATINA GİRİŞ
20. yy.ın başlarına kadar toprağa bağlı yaşam, yerini teknolojinin gelişmesi ile birlikte topraktan koparak en-
düstrileşmeye başlayan köklü bir değişime bırakmıştır. Bu değişim, yeni arayışların ve anlayışların doğmasına ne-
den olmuştur. Teknoloji Çağı ile birlikte “Doğayı taklit eden” geleneksel sanat anlayışı terk edilerek sanatçıya göre
değişen özgün ve yaratıcı yeni düşünce biçimleri gelişmeye başlamıştır. Teknoloji Çağı deneysel bir çağ olmuştur.
Sanatçılar artık eleştirel, sorgulayıcı ve düşünceye dayalı yapıtlar oluşturmaya başlamıştır. Aynı zamanda kulla-
nılan malzeme anlayışı da değişmiştir. Heykel sanatı bir form oluşturma sanatı olduğundan malzeme ve onun
olanakları daha da önem kazanmıştır.
20. yy. başlarına kadar heykelin konuları kutsal varlıklar, dini yöneticiler, üstün ve yüksek kişiler olmuş, ayrı-
ca yapılan heykelin kolayca anlaşılması ve ustalıkla yansıtılması gerekli görülmüştür. Yüzyılın başından itibaren
teknolojik ve bilimsel gelişmelerin sayesinde dinin etkisi giderek zayıflamış, sanatçı; anlatımlarında özgürleşerek
farklı konulara ilişkin düşüncesini farklı malzeme seçimleri ile aktarma çabasına girmiştir.
Teknolojik ve bilimsel gelişmeler sanatçının malzeme seçimini belirleyen önemli bir özellik olmuştur. Akla ge-
lebilecek her türlü malzeme ile heykel yapılmaya başlanmıştır. Şimdiye kadar heykelin kalıcılığı düşünülerek yapıl-
mış olan heykel anlayışı, günümüzde önemini kaybetmeye başlamış ve hızla tüketilebilen malzemeler ile eserler
üretilmeye başlanmıştır.
Gereksinimleri doğrultusunda her
türlü malzemeyi kullanan günümüz
sanatçısı, iletisine uygun malzemeyi
seçerek bir düzen içerisinde bütü-
nü oluştururken modle etmek veya
yontmanın ötesinde inşacı bir tavır
sergileyerek bir mühendis gibi monte
ederek, vidalayarak, çakarak, kaynak
yaparak, boyayarak, ışıklandırarak
çalışmasına hareket ve ritim kazan-
dırmıştır. Bu anlayış heykelde bütün
sınırları kaldırmıştır. Demir, çelik,
metal, polyester, akrilik, cam, kağıt,
a ip, kum vb. her türlü doğal ve yapay
malzemeyle heykel yapılabileceği
düşüncesi ile hareket eden heykel sa-
natçıları Fütürizm, Kübizm, Konstrük-
tivizm, Dada, Kinetizm gibi akımlar
içerisinde özgün çalışmalar üretmiş-
lerdir. Vlademir Tatlin [Vilademir Tat-
lin (1885-1953)], Naum Gabo gibi fi-
güratif sanattan uzaklaşan sanatçılar
çalışmalarında kütleden çok boşluğu
göstermeye çalışarak kütle-boşluk
ilişkisini yeniden yorumlamışlardır.
Bu süreçte sanatçıların malzeme se-
çimleri de endüstriyel malzemeler
olmuştur. Bu anlamda Konstrüktivist
akımın temsilcisi Vilademir Tatlin’in
III. Entarnasyonel Anıtı önemli bir ör-
nek sayılabilir (Görsel 1.53). Sanatçı
yapıtını oluştururken mimarlık, mü-
hendislik, heykel ve resim sanatı gibi
farklı disiplinleri bir bütün içerisinde
yan yana getirerek bunlardan yapıtını
oluştururken yararlanmıştır. Sanatçı-
nın amacı, saf yaratıcı formu işlevsel
formla kendinde birleştiren yeni bir
tür anıtsal yapı tasarlamak olmuştur.
Görsel 1.53: III. Entarnasyonel Anıtı, Vlademir Tatlin, 1919-1920, Petersburg, Rusya
35