Page 21 - MÜZİK KÜLTÜRÜ |
P. 21
1. ÜNİTE İNSAN, MÜZİK, KÜLTÜR VE MEDENİYET
Kültürel Sermaye: Bir toplum içinde elde edilen bilgi, birikim ve kariyeri ifade etmektedir. Kültü-
rel sermaye sosyal yaşantı ve çevreyle doğrudan ilgilidir. İyi okullarda okumak ve kültürel ortamları
deneyimlemek kültürel sermaye biriktirmekte oldukça önemlidir.
Kültürleme: Toplumun, kendisini oluşturan bireylere belli bir kültürü aktarma, toplum tarafından
istenen bireyi yetiştirme sürecine verilen addır. Kültürleme doğumdan ölüme kadar devam eder.
Kültürlenme: Kültürlenme, kültürlemenin birey tarafını temsil eder. Bireyin içine doğduğu top-
lumun kültürünü özümsemesi ve o kültüre adapte olması anlamına gelir. Bu özümseme tamamen
sosyal ortamlarda gerçekleşir.
Kültürleşme: Birden fazla kültürün etkileşime girmek suretiyle az ya da çok değişime uğramaları
olayına denilmektedir.
1.7. MÜZİK, KÜLTÜR VE MEDENİYET İLİŞKİSİ
Medeniyet, uygarlık demektir. Uygarlık ise bir ülkenin, bir toplumun, maddi ve manevi varlık-
larının, fikir ve sanat çalışmalarıyla ilgili niteliklerinin tümünü kapsar (Görsel 1.20).
Medeniyet kavramının bu tanımı aşan günlük kulla-
nımları da vardır. Kavram, bir toplumun gelişmişliğini
anlatmak ya da bir kişinin uygar davranışlarını ifade
etmek için de kullanılır. Medeniyetler varlıklarını hiç
şüphesiz belirli kodlarla ve uzun zaman içerisinde
örülmüş kültürel yapılara borçludurlar. Kültürel ya-
pıların toplum tarafından birer davranışa dönüşmesi
ve mutlak şekilde kabul görmesi medeniyet olgusu-
nu meydana getirir. Medeniyetler ilk etapta kültürel
ürünlerin toplamı olsalar da zaman içerisinde kültürü
etkilemeye başlarlar. Medeniyetin gelişmesinde tetik-
Görsel 1.20: Âşık Veysel leyici olan kültür, daha sonra medeniyetten etkilenir.
Aynı döngü, kültür ve müzik arasında da vardır. Bu bağıl ilişki kuşkusuz müzik ve medeniyet ara-
sında da kurulmalıdır.
Türk Kültüründe Müziğin Yeri
Her kültürün kendine özgü estetik yargıları ve müzik üretimi vardır. Müzik, insanlığın serüve-
nine tarih boyunca eşlik etmiştir. Türk müziği kadim insanlık tarihinde dikkat çekici gelişmelere
sahiptir. Türkler tarih boyunca müzikle çok güçlü bağlar kurmuş milletlerden biridir. Sözgelimi
gezgin ve efsaneler anlatan bilge kişi Dede Korkut, kopuz çalgısını kullanırdı. Bu müzik, Orta As-
ya'da Hun, Göktürk ve Uygur gibi Türk boyları arasında gelişmiştir. Türk müziği tarihi, MÖ 3000'li
yıllara kadar uzanmaktadır. İslamiyet öncesinde de Türkler, müzikle ilgili geleneksel uygulamaları
olan bir toplumdu. Bu uygulamalar, tören kutlamalarında ve savaşlarda kullanılan müziklerle şekil-
lenmiştir. Türklerin yaşantısında İslamiyet'in kabulünden önce dinî ritüellerde kullanılan şamanik
müziklerin yanı sıra av müziği, aşk şarkıları ve destanlar gibi farklı türler de vardı. Türk müziği, Orta
Asya'daki Türk boylarının göçebe hayat tarzından doğmuştur. Bu müzik, halkın göçebe hayat tarzı
nedeniyle geleneksel olarak çadırlarda veya açık hava etkinliklerinde icra edilirdi. Bu etkinliklerde
kopuz, kısa saplı keman, ney, sipsi, kaval ve davul gibi çalgılar kullanılmıştır. Türk müziği, İslamiyet'in
kabulünden sonra da gelişimini sürdürmüştür. Selçuklular Dönemi'nde Türk müziği, Arap ve İran
müziğiyle etkileşime girmiştir. Osmanlı İmparatorluğu döneminde sarayda ve halk arasında yay-
gındır. Günümüzde ise Orta Asya’dan Balkanlar'a geniş bir coğrafi alanda varlığını sürdürmektedir.
20

