Page 22 - MÜZİK KÜLTÜRÜ |
P. 22
Türk müzik kültüründe eğitim, usta-çırak denilen bir yöntemle verilirdi. Çırağın ustasını izlemesi
ve taklit etmesine dayalı bu eğitim sadece enstrüman eğitimini kapsamamaktaydı. Bir cemiyet
içinde nasıl davranılması gerektiğiyle ilgili pek çok davranış kalıbı da bu eğitim sayesinde çırağa
öğretilebiliyordu. Geleneksel sanat müziğimizde bu eğitime meşk adı verilirdi. Meşk, Türk sanat
müziğinde eserin bir usta tarafından çalınması veya okunması suretiyle onlarca kez tekrarlanarak
başkalarına öğretilmesidir. Çoğunlukla meyhanelerde yapılan meşk, müzik kültürümüzün önemli
bir aktarım aracıdır.
TANIMAK GEREK
Buhûrîzâde Mustafa Itrî: Buhûrîzâde Mustafa Itrî, İstanbul'un
Yayla semtinde dünyaya geldi. Müzisyenin doğum tarihi hakkında kesin
bir bilgi bulunmamakla birlikte, 1630 ve 1640 yılları arasında doğduğuna
dair bazı tahminler vardır. Şiirlerinde Itrî takma adını ve Buhûrîzâde la-
kabını kullanmış olan Itrî, IV. Mehmed'in padişahlık döneminde sarayda
müzik öğretmeni ve şarkıcı olarak görev yapmıştır.
Itrî'nin ölüm tarihi de tam olarak bilinmemektedir. Ancak dönemin
bazı kaynaklarında ölüm tarihi 1711 veya 1712 olarak belirtilmektedir.
Türk müzik tarihinde önemli bir yere sahip olan Itrî, müzik yeteneklerinin
yanı sıra şiir ve bestecilik yetenekleri ile de tanınmıştır. Türk müziğinin pek çok alanında eserler ver-
miş olan Itrî'nin melodileri, alışılmışın dışında bir yapıya sahiptir. Itrî, eserlerinde genellikle Fuzûlî,
Nev‘î, Şehrî, Nâbî gibi şairlerin ve arkadaşı Nazîm'in şiirlerini bestelemiştir.
Itrî'nin dinî eserleri arasında özellikle cami müziği alanında vermiş olduğu segâh tekbiri ve
salât-ı ümmiyyesi, sınırlı bir ses aralığında büyük bir ifade gücü sergilemektedir. Ayrıca, Mevlânâ
Celâleddîn-i Rûmî'nin sözlerini içeren ve "Na't-ı Mevlânâ" adıyla bilinen rast na'tı, olgun bir melo-
dik yapıya sahip olan başka bir öne çıkan eseridir. Itrî, döneminin önemli bir figürü olmasının yanı
sıra sıra cami ve tekke müziği dâhil Türk müziğinin farklı formlarında çok sayıda eser bırakmıştır.
Kendi besteleri arasında peşrev, saz semâisi, kâr, beste, semâi, âyin, na‘t, durak, tevşîh, tekbir, salâ
ve ilâhi gibi çeşitli müzik formları yer almaktadır. Bu geniş eser yelpazesi, Itrî'nin Türk müziğindeki
özgün konumunu belirler.
Itrî'nin eserleri, döneminin diğer müziklerinden farklı olarak, alışılmadık bir melodi yapısına
sahiptir. Bu, onun müziğini benzersiz ve tanınabilir kılar. İşlediği şiirler çoğunlukla Fuzûlî, Nev‘î,
Şehrî, Nâbî gibi döneminin ünlü şairlerinden seçilmiştir. Ancak nadiren de olsa kendi yazdığı şiirler
üzerine de beste yapmıştır.
Sonuç olarak, Itrî'nin müzik yetenekleri, onu Türk müziğinin önde gelen figürlerinden biri hâ-
line getirmiştir. Hem besteci hem şair hem de hanende olarak öne çıkan Itrî, Türk müzik tarihinde
önemli bir iz bırakmıştır.
*Komisyon tarafından düzenlenmiştir.
Daha fazla etkinliğe karekodu okutarak ya da aşağıdaki bağlantıdan çevrim içi ulaşabilirsiniz.
21

