Page 103 - TÜRK VE BATI MÜZİĞİ TARİHİ 12
P. 103
8. ÜNİTE
8.4. 20. Yüzyılda Ortaya Çıkan Müzik Akımları
8.4.1. 20. Yüzyıl Müzik Akımları
Yirminci yüzyıl, müzikte birbirinden farklı birçok akımın oluştuğu ve müziğin sınırlarının genişlediği dönemdir.
Teknolojinin gelişmesi, gereksinimlerin daha çabuk değişmesine ve estetik beğeni değerlerinde hızlı geçişlerin
yaşanmasına yol açmıştır. Dönemin bestecileri; geleneksel anlatım yöntemlerini bırakıp deneysel arayışlara, geç-
miş yüzyılların müziklerine ve farklı ülkelerin müzik kültürlerine yönelmişlerdir. Bir akıma bağlı kalmamış; çeşitli
tarzlardan, tekniklerden ve ifade olanaklarından yararlanarak birden fazla akımın özelliklerini gösteren eserler
üretmişlerdir.
Bu yüzyılda empresyonizm, ekspresyonizm, postromantizm, neoklasisizm, folklorizm, fütürizm (gelecekçilik),
deneycilik, egzotizm, minimalizm, aleatorik (rastlamsal) müzik, ilkelcilik, yararlı müzik ve elektronik müzik gibi
akımlar yaygınlaşmıştır. 20. yüzyılda ortaya çıkan önemli akımların bazıları şunlardır:
Empresyonizm (İzlenimcilik)
19. yüzyıl sonlarında Fransa’da ortaya çıkan
empresyonizm, resim başta olmak üzere tüm
sanat dallarında kendini göstermiştir (Görsel
104). Empresyonizmde tabiat, sanatçının kişisel
izlenimleriyle eserlere aktarılmıştır. Geleneksel
tonalite ve ritim unsurlarının dışına çıkılmış-
tır. Disonanslar, aynı doğrultuda devam eden
akorların ilerleyişi ve tam aralıklı diziler kulla-
nılarak sesin “gücü” yerine “tını”sı üzerinde yo-
ğunlaşılmıştır. Sesin renkleri armonize edilerek
tını ayrıştırılmış ve saf bir tını arayışına eğilim
gösterilmiştir. Bu akımın önemli bestecileri;
Claude Debussy, Maurice Ravel (Moris Ravel) ve
Eric Satie’dir (Erik Sati). Görsel 104: “Monceau (Monso) Parkı”, Claud Monet (Clau Mone),
Ekspresyonizm (Dışavurumculuk) 1876
20. yüzyıl başlarında ortaya çıkan ekspresyo-
nizm, insanın iç dünyasını ve günlük yaşamda
bastırdığı tüm duyguları hiçbir geleneksel kalı-
ba bağlı kalmadan özgürce dışa vurabilmesini
amaçlamıştır (Görsel 105). Ekspresyonizmde
doğada ve insanın içinde var olan tüm gerçek-
leri yansıtan bir müzik anlayışı benimsenmiştir.
Ekspresyonizmin etkisiyle bestelenen eserle-
rin en belirgin özelliği atonalitedir. Bu akımın
önemli bestecileri; Arnold Schönberg, Alban
Berg ve Anton Webern’dir.
Postromantizm (Romantizm Sonrası)
“Geriye dönüş akımı” olarak tanımlanan
postromantizm, Romantik müzik özelliklerinin
önce tonal, sonra da atonal olarak 20. yüzyıl Görsel 105: “Kragerom Peyzajı (Landscape Kragerom)”, Edvard
müzik anlayışıyla yeniden biçimlendirilmesi Munch (Edvırd Mank)
temeline dayanmaktadır. Postromantizmle bir-
likte standart tonalitenin yerini sık sık değişen tonaliteler almış, sekiz sese bağımlılık yerine kromatik skaladaki 12
sesin eşit değerde ve özgürce kullanılması anlayışı benimsenmiştir. Bu akımın önemli bestecileri; Giacomo Puccini
ve Sergei Rachmaninoff’tur (Sergi Rahmaninof).
Neoklasisizm (Yeni Klasikçilik)
20. yüzyıl başlarında geleneksel değerleri dengeli bir şekilde koruyan ve anlamlandıran bir akım olarak ortaya
çıkan neoklasisizm, 1930’lu yıllarda güçlenmiştir. Neoklasisizmde füg ve 12 kontrpuan gibi eski müzik biçimleri
tekrar değerlendirilerek tonalite, armoni, ezgi gibi unsurlar yeniden önemsenmiştir. Bu akımın önemli bestecileri;
Ferruccio Busoni (Ferruç Buzoni), Paul Hindemith (Pal Hindemit) ve Igor Stravinsky’dir (Igor Sıtravinski).
102 20. YÜZYIL VE MODERNİZM