Page 19 - TÜRK VE BATI MÜZİĞİ TARİHİ 12
P. 19

1. ÜNİTE


                1.2. Mezopotamya ve Mısır Uygarlıklarında Müzik

                1.2.1. Mezopotamya ve Mısır Uygarlıklarında Müzik Anlayışı
                Mezopotamya, Fırat ve  Dicle nehirleri  arasın-
             da kalan verimli topraklara verilen isimdir ve MÖ
             4000’li yıllardan başlayarak değişik uygarlıkların
             beşiği olmuştur. Mezopotamya’da yaşamış olan Sü-
             mer, Akad, Kalde, Ur, Babil ve Asur uygarlıklarında
             müzik,  hayatın önemli bir parçasıdır (Görsel 10).
             Hatta din adamları da dinî mabetlerde sıklıkla mü-
             zikle uğraşmıştır.
                Telli, vurmalı ve üflemeli çalgıları ustalıkla kulla-
             nan Babiller, mevsimlerle ses aralıkları arasında bir
             bağlantı kurmuşlardır. İlkbahar ile sonbahar arası-
             nın 4’lü aralığa, ilkbahar ile kış arasının 5’li aralığa,
             ilkbahar ile yaz arasının da 8’li aralığa uygun oldu-  Görsel 10: Mezopotamya uygarlıklarına ait rölyef
             ğunu düşünmüşlerdir.
                Kaldeliler Dönemi’nde bir bandonun kurulduğu, kurulan bu bandoda üflemeli ve telli çalgıların çalındığı bilin-
             mektedir.
                Sümerlerde müzik son derece önemlidir. Tapınaklarda, düğünlerde, bayram ve cenaze törenlerinde geniş yer
             tutmuştur. Ayrıca bu törenlerde hem kadın hem de erkek müzisyenler görev almıştır.
                Mısır uygarlığı;  Eski Krallık (MÖ 2800-2000),
             Orta Krallık (MÖ 2000-1600), Yeni Krallık (MÖ 1600-
             1100) ve Geç Krallık (MÖ 771-332) olmak üzere dört
             dönemde incelenmektedir. Eski Krallık Dönemi’nde
             saray ve tapınak müziği ile halk müziği birbirinden
             ayrılmıştır (Görsel 11). Müzikte perde bilincinin
             gelişmesi  ve müziğin  hecelerle  adlandırılması
             ilk kez bu dönemde gerçekleşmiştir. Kazılarda
             bulunan flüt kalıntıları da Mısırlıların büyük aralıklı
             gamlar kullandığını göstermektedir. Orta Krallık
             Dönemi’nde  çalgılar  daha  da  geliştirilerek  çalgı
             yapımında değerli malzemeler kullanılmıştır. Yeni
             Krallık Dönemi’nde canlanan ordu müziği; metal
             ziller, davullar ve deniz kabuklarından yapılan   Görsel 11: Mısır yakınlarındaki Karnak Tapınağı’nda Mısır
                                                         müzisyeni
             zillerle zenginleştirilmiştir. Geç Krallık Dönemi’nde
             ise kadın müzisyenler değişik bir dans ve eğlence müziği geliştirmiştir.
                1.2.2.  Mezopotamya ve Mısır Uygarlıklarında Müzik Sanatının
                       Sosyal ve Sanatsal Hayattaki Yeri

                Mezopotamya uygarlıklarında müzik, genellikle dinî törenlerde kullanılmış; bu törenler, yer yer benzer ya da
             farklı özellikler sergilemiştir. MÖ 2000 yılı dolaylarında, Sümer dualarının rahip ve koronun karşılıklı olarak söylediği
             “responce” (risponz) ve iki koronun değişimli olarak söylediği “antiphone” (antifon) biçimleriyle yapılandırıldığı
             bilinmektedir. Dualardaki ilkel ezgilere “sir” denilmektedir. Solo ve koroya eşlik eden kamış kavallar “sem” diye
             adlandırıldığı için dinî şarkılara da “ersamme” adı verilmiştir (Say, 1994, s.35).
                Babil uygarlığı, Sümerlerden yaklaşık 2000 yıl sonra oluşmaya başlamıştır. Babil tapınaklarında 5-24 bölümlük
             ilahiler seslendirilmiştir. Bu ilahilerde yer alan sözler Sümer ilahilerinin sözleriyle aynıdır.
                Asurlularda dinî törenleri yöneten din adamları resmî kayıtlar tutmuştur. Bu kayıtlardan elde edilen bilgilere
             göre Asurluların ilk dönemlerinde sadece dinî müzik yapılırken ilerleyen dönemlerde din dışı müzik de yapılmaya
             başlanmıştır. Ayrıca müzisyenlerin şenliklerde ve kral eğlencelerinde yer aldığı sanılmaktadır.
                Mısırlılar, Nil Nehri kıyılarında yaşamıştır. Nil ovalarında yaşayan boylar, tarlalara zarar veren hayvanları uzaklaş-
             tırmak için çalpara benzeri vurmalı ve sallamalı çalgılar icat etmiştir. Bu çalgılar da giderek doğaya şükran dansla-
             rının eşlikçisi olmuştur. Mısır uygarlığında müzik, erkeklerden ziyade kadınlara yakışan bir sanat dalı olarak kabul
             edilmiştir.




         18   BATI MÜZİĞİ TARİHİNE GİRİŞ
   14   15   16   17   18   19   20   21   22   23   24