Page 35 - TÜRK VE BATI MÜZİĞİ TARİHİ 12
P. 35

2. ÜNİTE


                2.6.2. Orta Çağ Çok Sesli Formlarının Özellikleri

                Orta Çağ’a ait çok sesli müzik formlarının benzer ve farklı özellikleri bulunmaktadır. Bu çağda kullanılan kimi
             formlar koral yapıya kimi formlar da eşlikli yapıya uygun bir nitelik sergilemiştir. Ayrıca formların bir kısmı yalnızca
             insan sesi için bestelenirken bir kısmı da insan sesi ve çalgı için bestelenmiştir. Orta Çağ’a ait belli başlı çok sesli
             müzik formları şunlardır:
                Organum: Genel olarak uyumlu şarkı söyleme biçimi olan organum, iki ya da daha çok ezginin birleşmesiyle
             oluşan bir müzik biçimidir. Bu biçim, tek sesli bir şarkıya dörtlü ve beşli aralıkların ya da oktav aralıklarının kulla-
             nıldığı ikinci bir sesin katılmasıyla gelişmiştir. Diğer Orta Çağ çok sesli müzik formları, organum biçiminin üzerine
             şekillenmiştir.
                Motet: Kısa ve eşliksiz bir koral form olan motet, 13. yüzyılın sonlarından 18. yüzyılın sonlarına kadar en önemli
             çok sesli müzik formlarından biri olmuştur. Motet formu; Orta Çağ’da, Rönesans Dönemi’nde ve Barok Dönem’de
             farklı özellikler göstermiştir. Orta Çağ motetinde hem dinî hem de dünyevi içerikli sözler yer almış, insan sesi ve
             çalgılar bir arada kullanılmıştır. Bu dönem moteti belirli yapısal özelliklere sahip değildir.
                Kanon: “Kanun” anlamına gelen ve bir kontrpuan terimi olan kanon, aynı ezginin birbirini eşit aralıklarla ve
             art arda tekrar etmesi yoluyla oluşmuş bir biçimdir. İlk kanon örneğine İngiliz müziğinde rastlanmıştır. 14. yüzyıl
             İtalyan müziğinde de önemli bir yer tutan bu form, çok sesliliğin gelişimine önemli katkılar sağlamıştır.
                Füg: Kısa ama karakteristik bir ezgisel yapının kanon ve taklitler aracılığıyla kontrpuantal stilde işlenmesiyle
             oluşturulan füg, çalgısal bir besteleme biçimidir. 14 ila 16. yüzyılda “basit kanon” olarak adlandırılmıştır. Çok sesli
             müziğin Orta Çağ’daki gelişimine büyük katkı sağlamıştır.
                Madrigal: Konusunu doğa sevgisini dile getiren lirik şiirlerden alarak bestelenen din dışı şarkı formudur. Çalgı
             eşliksiz olarak icra edilen ve iki ya da üç sesli vokallerden oluşan madrigal, 12. yüzyıl sonlarında İtalya’da görül-
             müştür. 14. yüzyılda önemini yitiren bu form, 16. yüzyıldan itibaren yeniden önem kazanmıştır. Günümüzde hâlâ
             madrigal türünde şarkılar söylenmektedir.
                BİLGİ NOTU

                  12. yüzyılın ikinci yarısından Rönesans’ın başlangıcına kadar (15. yüzyıl) süren Gotik Dönem’de çok sesli müzik
                gelişim göstermiştir. Mimaride yüksek kuleli yapıları, özgün üsluplu katedralleri ve geniş meydanlarıyla anılan Gotik
                Dönem, çalgı eşliğinin kullanılmasıyla birlikte müzikte de görkemli bir nitelik sergilemiştir.



                3. ETKİNLİK
                     Organum, motet, madrigal, kanon ve füg formunda bestelenmiş müzik örnekleri dinleyiniz. Dinlediğiniz
                 bu eserlerin form özelliklerini ayırt etmeye çalışınız. İzlenimlerinizi arkadaşlarınızla paylaşınız.


               OKUMA METNİ


                                                   TROUBADOURLAR
                       Troubadourlar, 11 ila 13. yüzyılda Avrupa derebeylerinin şatolarında ve kalelerinde şarkı söyleyip şiir
                  okuyan Güney Fransalı aristokrat müzisyenlerdir. Bu gezgin ozanlar, kilise baskısından kurtularak dün-
                  yevi konulu ve yaşama sevinciyle yüklü ezgiler ortaya çıkarmış; at ile yolculuk yaparak şarkı söyleyip şiir
                  okumuşlardır. Uzun yıllar Endülüs Emevi Araplarının yönetiminde kalan İspanya’nın aşk şiiri geleneği, bir
                  çeşit saz şairi olan troubadourlar üzerinde oldukça etkili olmuştur.
                       Troubadourların dünyasını zenginleştiren en önemli unsur, Haçlı Seferleri vasıtasıyla Avrupa’ya ta-
                  şınan Arap müziği ve çalgılarıdır. Arapların İspanyollarla girdiği kültürel etkileşim sonucunda lavta çal-
                  gısının Avrupalılar tarafından kullanılması, bu çalgının troubadourlar tarafından da tercih edilmesine
                  neden olmuştur. Troubadourların müzik üslubu, Fransa’nın kuzeyine kadar ilerlemiş; aşk konulu şarkıları
                  ve şiir gelenekleri Almanya’ya kadar ulaşmıştır.
                       Troubadourların müziğinin niteliği, aslında müzik üzerinde önemli bir baskı kuran kilise yönetimine
                  karşı bir tepkidir. Aristokrat kesim; doğa, aşk vb. konularda yazılmış şarkıları ve şiirleri kale, şato, saray
                  gibi ortamlarda seslendirerek dünyevi müziği yasaklayan kiliseye karşı tepkisini dile getirmiştir.
                      (İlke BORAN ile Kıvılcım Yıldız ŞENÜRKMEZ’in “Kültürel Tarih Işığında Çok Sesli Batı Müziği” ve Ahmet SAY’ın “Müzik
                                                                  Tarihi” adlı eserlerinden yararlanılarak derlenmiştir.)





         34    ORTA ÇAĞ AVRUPASI’NDA MÜZİK
   30   31   32   33   34   35   36   37   38   39   40