Page 140 - TÜRK İSLAM MUSİKİSİ 12
P. 140
başında Hamamizade İsmail Dede Efendi gelmektedir. Sultan III.
Selim’in müziğimize kazandırmış olduğu bir başka icracı da Bas-
macı Abdi Efendi’dir. III. Selim, Türk musikisi tarihinin önde gelen
simaları içinde yer almış ve dönemi kendi ismiyle anılan bir musiki
ekolü olmuştur. III. Selim’in musikişinaslara karşı yakınlık gösterip
onları himaye etmesi bu sanatın ilerlemesi ve yükselmesinde önemli
rol oynamıştır. Osmanlı padişahlarından hiçbirinin musiki sevgisi,
ilgisi ve bestekârlığı III. Selim düzeyine ulaşmamıştır.
4.4.9 Hamamizade İsmail Dede Efendi
1778 yılında İstanbul’da doğmuştur. Babasının hamam işletme-
ciliği ile meşgul olmasından dolayı Hamamizade olarak tanınmıştır.
İlk musiki derslerini Uncuzade Mehmed Emin Efendi’den almıştır.
Düzenli olarak devam ettiği Yenikapı Mevlevihanesi’nde Ali Nutki
Dede, kardeşi Abdülbaki Nasır Dede gibi devrin önde gelen musi-
kişinaslarından faydalanarak kendisini yetiştirmiştir. İsmail Dede
Efendi henüz çocuk yaşlarında iken musikiye olan ilgisi ve sesinin
güzelliği ile dikkat çekmiş, okul arkadaşları tarafından ilahici başı
olarak anılmıştır. Buselik makamındaki ilk bestesi büyük yankı uyan-
dırmış, devrin hükümdarı olan III. Selim İsmail Dede’yi saraya ça-
ğırarak bu şarkıyı kendisinden dinlemiş ve takdirlerini belirtmiştir.
Türk musikisi tarihinin önde gelen isimlerinden biri olan İsmail
Dede hanendeliği, hocalığı ve özellikle bestekârlığı ile tanınmıştır.
Dede Efendi Türk bestekârlar içinde hem klasik üsluba bütünüy-
le sadık kalmış hem de musiki kurallarından kopmadan yenilikçi
eserler ortaya koymayı başarmıştır. 1824-1839 yılları arasında yedi
adet Mevlevi ayini bestelemiştir. İsmail Dede Türk musikisinin ayin,
durak, tevşih, savt, ilahi, peşrev, saz semaisi, kâr, kârçe, kârınatık,
murabba, semai, şarkı, türkü, köçekçe gibi dinî ve din dışı sahadaki
hemen her formunda eser vermiştir. Bestelerinde belirgin olan en
önemli özellik klasik üslubun özenle korunmuş olmasıdır. İsmail
Dede, klasik üslubun hâkim olduğu büyük formdaki eserlerinin yanı
sıra müziği daha geniş kitlelere ulaştırmak amacıyla şarkı ve köçek-
çe gibi küçük formlarda da eserler bestelemiştir. Ayrıca türküleriyle
halk zevkine ve sanatına olan değerini göstermiştir.
Sultaniyegâh, neveser, saba, buselik, hicaz ve kürdi gibi makam-
ları bir araya getiren Dede Efendi bir musiki dehası olarak ses sanatı-
mızda derin izler bırakmış ve bestekârlık yolunda öncülük etmiştir.
İsmail Dede 500’ün üzerinde eser bestelemiş ancak bu eserlerin çoğu
günümüze ulaşamamıştır.
Türkçe ve Farsça bazı şiirler de kaleme alan İsmail Dede’nin
Cankurtaran mahallesindeki evi Türkiye Tarihî Evleri Koruma Der-
neği tarafından restore edilmiş, Şehzadebaşı semtindeki bir caddeye
Dede Efendi adı verilmiştir. İsmail Dede Efendi 1846 yılında vefat
etmiştir.
138

