Page 137 - TÜRK İSLAM MUSİKİSİ 12
P. 137
4.4.4 Buhurizade Itri Efendi
1630-1640 yılları arasında İstanbul Mevlanakapı civarındaki Yay-
lak semtinde doğmuştur (Görsel 4.23). Asıl adı Mustafa olan bestekâ-
rın şiirlerinde kullandığı mahlası Itri’dir. Itri mahlasını çiçekçilik ve
meyvecilikle uğraştığı için almış olduğu tahmin edilmektedir. Aynı
zamanda Buhurizade lakabıyla da tanınmıştır. Kasımpaşalı Koca
Osman Efendi tarafından yetiştirilmiş ve Küçük İmam Mehmed
Efendi’den istifade etmiştir. Hafız Post’un öğrencisi olduğu tahmin
edilmektedir. Segâh makamında bestelediği Mevlevi ayinişeriften
dolayı Mevlevi olduğu düşünülmektedir.
IV. Mehmed döneminde sarayda musiki hocası ve hanende (şar-
kıcı) olarak görev yapmıştır. IV. Mehmed onu sık sık saraya davet
eder, bestelediği eserleri bizzat kendisinden dinlerdi. Devlet adam-
larına yakınlığı nedeniyle bir dönem imparatorluğun esirciler kethü-
dalığını yapmış, esirlere sarayda musiki dersleri vermiştir. Görsel 4.23
Türk musiki tarihinin önde gelen isimlerinden olan Itri Efendi Buhurizade Itri Efendi (Temsilî)
hanendeliği, şairliği ve hattatlığının yanı sıra özellikle bestekârlığı
ile tanınmıştır. Cami, tekke ve klasik musiki alanlarında peşrev, saz
semaisi, kâr, beste, semai, ayin, naat, durak, tevşih, tekbir, sala ve
ilahi olmak üzere Türk musikisinin hemen her formunda eserler bes-
telemiştir.
Sade ve açık ifadelerle yazdığı manzumelerinden Itri'nin güçlü
bir şair olduğu anlaşılmaktadır. Şairlerin tezkirelerinde ve güfte der-
gilerinde hece ölçüsüyle yazılmış türkülerinin yanı sıra naat, gazel,
muamma, tahmis, nazire, tarih ve kıta türündeki şiirlerine de rast-
lanmaktadır. Çoğunlukla Fuzuli, Nevi, Şehri, Nabi gibi şairlerin ve
arkadaşı Nazim’in manzumelerini bestelemiş; kendisine ait güfteleri
ise nadiren bestelemiştir.
“Neva Kâr” adlı eseri klasik Türk musikisi repertuvarının en
önemli eserlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Makamsal geçki-
ler, ezgilerin zenginliği ve orijinalliği bu eseri önemli hâle getirmiştir.
Pençgâh makamında iki murabba bestesi; ısfahan, rahatülervah, hi-
sar, bestenigâr, dügâh, buselik ve nikriz makamında murabba bes-
teleri ile çeşitli makamlarda semaileri, birkaç da saz eseri günümüze
notalarıyla ulaşabilmiştir. Dinî eserleri içinde özellikle cami musiki-
sinin şaheserleri arasında bulunan segâh tekbiri ve salatıümmiyyesi
küçük bir ses alanı içerisindeki büyük ifade gücünün çarpıcı örnek-
lerindendir. 1711 yılında vefat etmiştir.
4.4.5 Yahya Çelebi
İstanbul’un Gedikpaşa semtinde 1649 yılında dünyaya gelmiş-
tir. Gedikpaşa’da doğduğu için Gedikpaşalı Nazim olarak anılmıştır.
Musiki camiasında Nazim mahlasını kullananlar ile karıştırılmaması
için Nazim Yahya Çelebi ismi ile tanınmıştır. Şiir ve musikiye olan
yeteneğinin anlaşılması üzerine Enderun’a alınmış, burada iyi bir eği-
tim görmüş, Arapça ve Farsça öğrenmiştir. Gençlik yıllarında Mev-
levi tarikatının hizmetine girerek üç yıl kadar Galata Mevlevihanesi
135

