Page 63 - Konu Özetleri AYT Türk Dili ve Edebiyatı
P. 63
TÜRK DILI VE EDEBIYATI
KONU SERVETİFÜNUN DÖNEMİ TÜRK ŞİİRİ
ÖZETİ
AYT AYT AYT AYT AYT AYT AYT AYT AYT AYT AYT AYT
SERVETİFÜNUN DÖNEMİ TÜRK ŞİİRİ
Tanzimat'la başlayan edebî yenilik hareketi en önemli sonuçlarını Servetifünun yıllarında vermiştir. Servetifünun’u
hazırlayan en önemli unsur Tanzimat edebiyatıdır.
Servetifünun, özellikle Tanzimat ikinci dönem sanatçılarının hazırladığı edebî ortam sonucunda doğmuştur. Özellikle
Recaizade Mahmut Ekrem Servetifünuncuların bir araya gelmesini sağlayan en önemli kişi olmuştur.
Servet-i Fünun dergisi bu topluluğun oluşmasında en önemli yayın organıdır. Ahmet İhsan'ın çıkardığı bu dergi daha
sonraları Tevfik Fikret'in yazı işleri müdürlüğü görevine getirilmesiyle yeni edebiyat taraftarlarının etrafında toplan-
dıkları bir yayın olmuştur. 1901 yılında Hüseyin Cahit'in Fransızca’dan çevirdiği Edebiyat ve Hukuk adlı yazının
yönetime muhalif düşünceler içermesi nedeniyle bu dergi kapatılmıştır.
Fransızcayı küçük yaşlarda öğrenen bu topluluğun sanatçıları Batı kaynaklarından beslenmiş ve bu durum Servetifü-
nun anlayışının ortaya çıkmasında en önemli özelliklerden olmuştur.
1896 yılında Hasan Asaf adlı bir gencin abes ve muktebes kelimeleri arasında oluşturduğu kafiyeye, eski şiir taraf-
tarlarının şiddetle karşı çıkmasıyla büyük tartışmalar başlamıştır. Osmanlıca "abes" kelimesinin sonunda "peltek se"
"muktebes" sözcüğünün sonunda ise "sin" harfinin bulunması nedeniyle göz için kafiyeyi savunan eski edebiyat yan-
lıları bu iki kelime arasında kafiye olamayacağını dile getirmişlerdir. Recaizade Mahmut Ekrem'in "kafiyenin kulak için
olduğu" düşüncesini referans gösteren Hasan Asaf, büyük tartışmalara yol açmıştır. Bu olay eski-yeni tartışmasının
artık gazete ve dergi sayfalarına taşınan sistemli bir tartışma olduğunu göstermiş ve yeni edebiyatı savunan Serveti-
fünuncuların bir araya gelmesine yardım etmiştir.
Servetifünun edebiyatçılarının iyi bir eğitim almaları ve yabancı dildeki eserleri okuyabilmeleri bu topluluğun oluşma-
sında ve yeni edebiyat anlayışının ortaya çıkmasında önemli etkenlerden olmuştur.
1896'ya gelinceye kadar Tanzimat yazarlarının çoğunun hayatını kaybetmesi nedeniyle edebiyat hayatında büyük bir
boşluk doğmuştur. Böyle bir boşluğun olması Servetifünun'un ortaya çıkmasını hızlandırmıştır.
"Sanat sanat içindir." görüşüne bağlıdırlar.
Şiir dili sade değil, son derece ağır ve ağdalıdır. Arapça ve Farsçada bulunmayan çeşitli sözcükleri, kullanılmayan
çeşitli kelimeleri eski lügatlerden çıkarıp şiire getirmişlerdir.
Şiirde Fransız şiirinden esinlenerek oluşturdukları çeşitli alışılmadık tamlamalara yer vermişlerdir, (zulmet-i ebkem-dil-
siz karanlık; saat-i semenfam-yasemin kokulu saatler; hitizazat-ı leyl-gece titreyişleri)
Servetifünun sanatçıları kırılgan yapılarını, ünlemlerle ifade etmişlerdir. Şiirde "ah, of, ey" gibi ünlemlere sık sık yer
vermişlerdir.
Divan şiirindeki beyit anlayışı yerine nazmı nesre yaklaştıran bir şiir düzeni oluşmuştur. 7-8 dizede tamamlanan cüm-
lelerle şiirler yazılmış ve bu durum mensur şiirin doğmasına neden olmuştur. Edebiyatımızdaki ilk mensur şiir örneği
sayılan Halit Ziya'nın Mezardan Sesler adlı eseri bu dönemde kaleme alınmıştır.
Divan şiirinin nazım şekillerine son vermişler, müstezat şeklini "serbest müstezat" olarak değiştirmişler ve bu nazım
şeklini çokça kullanmışlardır.
Divan şiirine ait birçok şeyden vazgeçmelerine rağmen "aruz" bütün şiirlerde kendini göstermiştir. Dönemin kullanılan
ölçüsü "aruz" olmuştur. Aruz ölçüsü bu dönemde Türkçeye başarıyla uygulanmıştır. Sadece Tevfik Fikret Şermin adlı
çocuk şiirleri kitabında heceyi kullanmıştır.
Sone ve terzarima gibi Batı'dan gelen türler ilk defa bu dönemde kullanılmıştır.
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI - AYT MEBİ KONU ÖZETLERİ 63