Page 92 - Konu Özetleri TYT AYT Felsefe
P. 92
GÖRÜŞ ANALİZİ: (AUGUSTINUS, FÂRÂBÎ, İBN SÎNÂ, GAZÂLÎ, İBN RÜŞD) - TASAVVUF DÜŞÜNCESİ
6. METİN:
A) TASAVVUF DÜŞÜNCESİ: HACI BEKTÂŞ VELÎ
Hak Subhânehû ve Teâlâ, adamı dört türlü nesneden yarattı, dört bölüğe ayırdı. Dört bölüğün de dört türlü ibadetleri, dört
türlü arzuları ve dört türlü hâlleri vardır.
Birinci bölük âbidlerdir. Bunlar din kavmidir ve asılları yeldendir. Yel (hava), hem şifa verici hem kuvvettir. Bu sebeple
bunlarda gece gündüz Hakk’ın ibadetinden ayrılmazlar. Yel esmeyince ekinler samanından ayrılmaz, bütün âlem kokudan
helak olurdu. Öyle ki dünyada ne varsa helal, haram, temiz ve pis hepsi din ile malum olur. Çünkü din kapısı ulu kapıdır.
İkinci bölük zahitlerdir. Bunların aslı ateştendir ve bunlar tarikat taifesidir. Bu sebeple gece gündüz yanmaları, kendilerini
yakmaları lazımdır. Her kim bu dünyada kendisini yakarsa yarın ahirette türlü azaplardan kurtulacaktır. Şunu iyi bilin ki bir
kez yanan başka yanmaz.
Üçüncü bölük, ariflerdir. Bunların aslı sudandır ve bunlar marifet taifesidir. Su, hem kendisi temizdir hem de temizleyicidir.
Bu sebeple hem temiz olmalı hem de temizleyici.
Dördüncü taife muhiplerdir. Bunlar hakikat taifesidir ve bunların aslı topraktandır. Toprak teslimiyet ve rızayı temsil eder.
Bu yüzden muhip de teslimiyet ve rıza içerisinde olmalıdır.
Hacı Bektâş Velî, Makâlât
Metnin Analizi:
Metinde temel argüman, insanın varoluşunun dört temel unsurla (yel/hava, ateş, su, toprak) ilişkilendirilebileceği ve bu
unsurların kişinin ruhsal yolculuğundaki durumunu tanımladığıdır.
Her bir unsur, ruhsal bir yol (ibadet, zahitlik, ariflik, muhip olma) ile ilişkilendirilir.
Bu sınıflandırma, insanın ruhsal gelişiminin farklı aşamalarına işaret eder.
Dört elementin, insanın ibadet, arzu ve hâllerine nasıl yansıdığı açıklanır.
Aynı zamanda, ruhsal bir yolculukta ilerlemenin, kişinin kendisine özgü doğasını anlamasına ve bu doğaya uygun bir ya-
şam sürmesine bağlı olduğu vurgulanır.
Tüm bu yolculuk süreci, sadece bireysel bir dönüşüm değil, aynı zamanda insanın kendi özünü anlaması ve evrenin işle-
yişiyle uyum içinde olması sürecidir de.
B) TASAVVUF DÜŞÜNCESİ: MEVLÂNÂ
Ey insan, sen görünüşte maddi varlığınla “küçük bir âlem”sin. Fakat manen, gerçek varlığınla “büyük bir âlem”sin. Görü-
nüşte bir ağacın dalı, meyvenin aslı temelidir. Çünkü yemiş dalda bulunur.
Fakat hakikatte o dal, o meyve için var olmuştur.
Meyve elde etmek için bir meyli ve ümidi olmasaydı bahçıvan hiç ağaç diker miydi?
Öyle ise görünüşte meyve, ağaçtan meydana geliyor da hakikatte o ağaç meyve çekirdeğinden doğmuştur.
Mevlânâ, Mesnevî
Metnin Analizi:
Metin, “küçük bir âlem” ve “büyük bir âlem” olmak üzere insanın çift doğasını ifade eder. İnsanın maddi varoluşu (küçük
âlem) ve manevi varoluşu (büyük âlem) arasında bir karşıtlık sunar. İnsanın maddi dünyadaki varlığının ötesinde, daha
büyük, daha kapsamlı bir manevi varoluşa işaret eder. Metin aynı zamanda, gerçeğin nasıl anlaşılabileceği üzerine dü-
şünmeye teşvik eder.
Ağaç ve meyve örneği, görünüşte meyvenin ağaçtan meydana geldiği fakat hakikatte ağacın meyve için var olduğu pa-
radoksunu ortaya koyar. Bu, bilginin nasıl elde edildiği, gerçeğin nasıl anlaşılacağı ve gerçeğin yüzeysel görünüşlerin
ötesinde nasıl bir derinliğe sahip olabileceği hakkında derin bir sorgulamadır. Metin, ayrıca değerler ve amaçlar üzerine bir
yorum sunar. Bahçıvanın ağacı sadece meyve umuduyla diktikten dolayı, her eylemin bir amacı veya değeri olduğunu öne
sürer. Bu, hayatta yapılan her eylemin, gözle görülemeyen daha derin bir amaca hizmet ettiği fikrini vurgular. Metafiziksel
olarak, metin, maddi dünyanın ötesindeki manevi gerçekliklerle ilgilenir. Meyvenin ağaç için var olması ve ağacın aslında
meyveden doğması düşüncesi, neden-sonuç ilişkisinin sıradan anlayışının ötesine geçer. Evrenin daha karmaşık, iç içe
geçmiş yapıları üzerine düşünmeyi teşvik eder.
94 MEBİ KONU ÖZETLERİ FELSEFE - TYT/AYT