Page 160 - Konu Özetleri TYT Biyoloji
P. 160

GÜNCEL ÇEVRE SORUNLARININ SEBEPLERİ, HAVA KİRLİLİĞİ, ASİT YAĞMURLARI, KÜRESEL İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ


                                                ASİT YAĞMURLARI
        Egzozlardan, fabrika bacalarından, fosil yakıtlardan çıkan karbonmonoksit (CO), karbondioksit, kükürt dioksit ve azot dioksit
        gibi asidik gazlar havaya yükselir. Asidik gazlar, su buharı ile tepkimeye girerek kuvvetli asitler olan nitrik asit (HNO ) ve
                                                                                                     3
        sülfürik aside (H SO ) dönüşür. Atmosferde oluşan bu asitler, tüm canlılar için tehlikeli olabilir. Asitli su buharı (pH’ı 5,6’dan
                     2  4
        düşük olan) bulutlarla karışır, hava akımıyla kirlilik kaynağından çok uzaklara sürüklenebilir. Asitli su buharının kar ve yağmur
        olup yağması sonucunda asit yağmurları oluşur.
        Asit yağmurları; toprağa, topraktan akarsulara, yer altı sularına ve göllere karışır. Asit yağmurları sonucu toprağın yapısı
        bozulur. Akarsular, doğal içme suyu kaynakları ve yeşil alanlar tahrip olur. Göl sularında asit ve metal tuzların yoğunlu-
        ğunun artması göl ekosisteminin bu durumdan daha fazla etkilenmesine yol açar. Tatlısularda yaşayan balık türlerinin
        çoğu asit yağmuru sonucu oluşan pH değişikliğine dayanamaz ve ölür. Asit yağmurları; tatlısuda yaşayan balıklarda toplu
        ölümlere, balık popülasyonunun yok olmasına neden olabilir. Asidin tahriş edici özelliği insanların solunum organlarında,
        ciltte ve gözde sağlık sorunlarına yol açabilir.
        Asit yağmurları toprağa düştüğünde bazı metallerle tepkimeye
        girerek  bu  metallerin  su  kaynaklarına  karışmasına  neden  olur.
        Özellikle alüminyum ve cıva gibi ağır metaller besin zincirine karı-
        şarak canlı dokularında birikir. İnsanlarda biyolojik birikimin fazla
        olması zehirlenmelere ve kansere yol açabilir. Asit yağmurların-
        dan korunmak için bütün dünya ülkelerinin duyarlı olması ve bu
        konuda tedbir alması gerekir. Fosil yakıtlar yerine güneş enerjisi,
        jeotermal enerji ve doğal gaz kullanımı tercih edilmelidir. Asit yağ-
        murları; bitki, hayvan, insan gibi canlıların yanı sıra cansız mad-
        deleri ve iklimleri de etkiler.
        Asit yağmurlarının tarihî, sanatsal ve mimari yapıları tahrip edici
        etkisi vardır. Ülkemiz, dünyada eşine az rastlanan zengin bir kültür hazinesine sahiptir. Tarihî eserlerimizi her türlü tehlikeden
        korumak ve onların zarar görmesini engellemek örnek olunması gereken bir vatandaşlık görevidir.
                                            KÜRESEL İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ
        Dünyamız, canlıların yaşaması için uygun sıcaklık değerlerinde farklı ekosistemlere sahiptir. Çünkü ısı yalıtımını sağlayan
        bir atmosferi vardır. Havada bulunan karbondioksit, su buharı, ozon, azot oksitler, metan gibi gazlar; Güneş’ten gelen ve
        tekrar yeryüzünden atmosfere yansıyan ısıyı tutarak uygun sıcaklık değerlerinin ortaya çıkmasını sağlar. Bu doğal duruma
        sera etkisi denir. Bu tip gazlar atmosferde bulunmasaydı dünya sıcaklığı çok düşük değerlerde olurdu. Bu durum belki de
        canlıların yaşamasına imkân vermezdi.
        Fosil yakıtların fazla kullanımı ve sanayi kuruluşlarından havaya salınan gazlar, atmosferde sera etkisi yaratan gazların
        birikmesine neden olur. Bu durum, atmosferin sera etkisini artırır. Bunun sonucunda dünya sıcaklığı normal değerlerin
        üstüne çıkar.
        Atmosferde ve okyanuslarda ölçülen sıcaklık değerlerinin artışı küresel ısınma olarak adlandırılır. Sera etkisiyle ortaya
        çıkan küresel ısınma, küresel iklim değişikliklerine neden olur. İklim değişiklikleri nedeniyle dünya üzerinde ortalama sıcak-
        lıklar artar. Küresel iklim değişikliklerine bağlı olarak denizlerde su seviyesi artar. Küresel ısınmanın devam etmesi; bitki
        örtüsünün bozulmasına, buzulların erimesine, kıyı ekosistemlerinin bozulmasına ve bazı canlı türlerinin yaşam alanlarının
        yok olmasına neden olabilir. Kıyıların su altında kalması karasal alanların azalmasına da neden olur. Yüksek sıcaklık ar-
        tışları nedeniyle göllerde ve akarsularda aşırı buharlaşma görülür. Buharlaşmanın artmasıyla su miktarının azalması; bazı
        bölgelerde şiddetli kuraklığa, aşırı yağış, sel ve toprak kaymasına yol açabilir. Kuraklık, çölleşmeyi de beraberinde getirir.
        Bu durum canlı türlerinin azalmasına neden olur.




















  160     MEBİ KONU ÖZETLERİ                                                                                                                           BİYOLOJİ - TYT
   155   156   157   158   159   160   161   162   163   164   165