Page 102 - Sosyal Bilimler Liseleri Oku-Yorum Yazı-Yorum Projesi Öğrenci Seçkisi
P. 102

FİKİRLER VE GERÇEKLİK


               Fikirler ve gerçekler arasındaki farkı konuşmadan bu konuya giriş yapmak doğru olmayacaktır. İki
        kelimeyi de kendi açımdan tanımlayıp bana ne ifade ettiğini açıklayarak başlayacağım.


               Fikirler özeldir. Her insanın düşünce yapısının farklı olmasından sebep, fikirleri de birbirinden fark-
        lıdır. Kastettiğim şey, “Her insan birbirinden tamamen farklı düşünür.” tarzında bir öne sürüm değil elbet
        aynı şeyleri düşünen insanlar hatta insan toplulukları vardır fakat her birbirinin kafasının içi birbirinin aynısı
        olamaz ve bu yüzden fikirleri şahıslarına münhasırdır. Gerçek ise var ve doğru olandır, hakikattir. Gerçeği
        kendimize göre değiştirip zihnimizle zenginleştiremeyiz çünkü gerçek, varlığı yadsınamayan şeydir. Fikirler
        ise var olan bir şeyi kendi içimizde yadsıyıp kendimizle bağdaştırarak oluşturduğumuz şeylerdir. Bu farklı-
        lıklar göz önünde bulundurulduğunda fikrimizle çelişen bir gerçeğin, hakikat olduğunun bilincinde olmak
        gerekiyor.  Benim bir fikrim var ancak ortada bununla uyuşmayan bir hakikat var, bu senaryoda 2 şeyi
        değerlendiririm: Bu fikir hayata geçirmek istediğim, gerçekleştirmeye gönüllü olduğum bir fikir mi, yoksa
        bu fikre sahip olmayı seviyor ve bu fikri kendi içimde yaşayarak hayata geçirmeyi planlamıyor muyum?
        Mevzubahis birinci senaryoda, fikrimle çelişen hakikat elbet benim için oldukça önemlidir. Misal benim
        kafamda içinde yaşadığım sosyokültürel düzeni iyileştirmek adına yapıcı bir fikir var ve ben bunu gerçek-
        leştirmek istiyorum ancak kafamda kurduğum düşünce gerçek hayata uygulanabilirliği olmayan, gerçeğe
        zıt düşen bir fikirse yapacağım şey gerçeklerle kendimi yüzleştirerek bu düşünceyi gerçekleştirilebilir bir
        hâle getirmek yani fikirlerimi gerçeğe uygun halde yeniden yapılandırmak olur. Daha somut bir örnek üze-
        rinden anlatayım: Diyelim ki ben bir felsefeciyim ve evrensel değer temellerine oturtarak inşa ettiğim bir
        fikrim var. Ancak bir süre sonra benim fikrimle çelişen bir bilimsel gerçek ortaya çıktı. Benim fikrim muhte-
        şemdi, o sırada hiçbir kusuru ve eksiği yoktu ancak bu yeni gerçek bir anda uzun uğraşlarımın yıkılmasına
        sebep oldu. Takdir edersiniz ki bu, insanın yıkılmasına sebebiyet verecek bir olay fakat bir süre sonra eğer
        ben bu felsefi düşüncemi bir öğreti olarak insanlara sunmayı planlıyorsam fikrimin değerini kaybettiğini
        fark etmem ve kabullenmem gerekecek. Her ne kadar istemesem de bir süre sonra bu fikrimi yeni gerçeğe
        uyduracak şekilde tekrardan düzenlemek durumunda kalacağım.

               İkinci senaryoya geldiğimizde durum tabii ki farklı. Çünkü düşüncemin gerçeğe uygun olmamasıyla
        ilgilenmem. Çünkü bu fikre sahip oluş nedenim onu seviyor olmam. Gerçeğe uygun olmasına ihtiyacım
        yok. Mesela çok sevdiğim bir ünlüyle evlenmeyi düşünüyorum ve bu fikir beni mutlu ediyor, gerçekle de
        kesinlikle bağdaşmıyor fakat bu düşünce beni eğlendiriyor. Sırf gerçekle uyuşmadığı için bunu düşünmeyi
        bırakmam gerekmiyor. Yahut az önce verdiğim felsefeci örneği üzerinden de konuşayım, eğer ben sahip
        olduğum  felsefi  düşüncemi  bir  öğreti  olarak  kullanmayı  planlamıyorsam  yeniden  üzerine  düşünmek
        zorunda değilim. “Yeni çıkan bilimsel gerçekten önce böyle düşünüyordum, fikrim bu yönde, gerçekle
        bağdaşmadığını bilsem bile değiştirmeyi istemiyorum.” demeye hakkım var. Sonuç olarak evet bu yanlış bir
        öğretiye dönüştü fakat artık bir öğreti değil çünkü yanlış bilgi olduğunu biliyor ve yaymıyorum, değiştirmek
        zorunda da değilim.

               Fikirlerimle çelişen bir gerçeğin benim için önemini belirleyen şey, bu fikre olan bağlılığımın derecesi
        ve onu ne yönde kullanacağımdır. Fikirler, insanın zihninin bir yansımasıdır. Fikirlerimiz ve inandığımız
        gerçeklerle var oluruz. Ne fikirlerimiz ne de inandığımız bir gerçek olmadan yaşayabiliriz. Bu nedenle
        fikirlerimizin değerlerini kendimiz için belirlemeli ve gerçekliğimizi de tamamen kaybetmeden bir uyum
        içerisinde idare etmeyi bilmeliyiz.


                                               Hadiye Nur BÜYÜKBOĞA
                                          Isparta Gazi Sosyal Bilimler Lisesi
           100
   97   98   99   100   101   102   103   104   105   106   107