Page 104 - Sosyal Bilimler Liseleri Oku-Yorum Yazı-Yorum Projesi Öğrenci Seçkisi
P. 104

“Bir gün Hamlet, Bir gün Ophelia” bölümüne gelirsem eğer burada yazar belli bir kısımın yada be-
        lirsiz kısımın bilmeden yaptığı duruma ufak bir ışık tutmuştur. “Romanda anlatılanın insanda yaşama ar-
        zusu uyandırdığını” ilk olarak cümle zararsız hatta güzel gözüküyor ama kimin hayatını yaşama arzusunu
        uyandırıyor ki? Bazen bir karakter çok cazip gelir ve onun gibi davranmaya başlarız ama bu durum asıl bizi
        gölgede bırakmaz mı? Başkasının maskesi neden senin eşsiz yüzünü gizlesin ki? Yazarın da verdiği örnekte
        olduğu gibi “Hamlet’in aşkını yaşayayım derken kendi aşkınızı gözden kaçırıyorsunuz.” Buna gerek yok ki bir
        hikâye ya da bir karakter öyle kalsın biz biz olalım ki Hamlet yada Ophelia değil sadece biz olalım. Gerçek-
        tend bana kalırsa bu şekilde daha mutlu hissedebiliriz.


               Benim en beğendiğim bölüm ise “Altı Çizilmiş Satırlar” kısmı. Çünkü burada da anlatıldığı gibi altı-
        nı çizdiğimiz kısımlarda kendimizi bulabiliriz yada yazarı bulabiliriz. Sadece bize altını çizdiren satırlarda
        birçok mesaj barınıyor olabilir. Bizimle alakalı yada bizim kendimiz gibi olanları bulmak adına. Yazarında
        dediği gibi “ Bir kez olsun aynı şeyleri hissetmeyi başarabilen iki insan birbirini hep anlayacaktır.” Aynı şey-
        leri hissettiğimizi aynı satırların altını çizerken bile keşfedebiliriz. Gerçekten de sözcükler çok güçlü. Yaza-
        rında değindiği diğer etkisi ise altı çizili satırların ileride o satırları okuyup hissetiklerimiz ışığında ne kadar
        değiştiğimizi yada ne kadar değişmediğimizi gösterebilmesi. Yani altı çizili satırlar oluyor bize güçlü bir ışık
        feneri.


               Değerlendirmemde son olarak değinmek istediğim bölüm ise “Arka Bahçe”. Gerçekten de yazarın
        dediği gibi “Görünen daima ön bahçededir. Temiz ve tertiplidir. Ama size dair ve size yabancı her şey arka
        bahçede olur.” Belki bize dair olanlar ön bahçede de olabilir ama bize yabancı olanlar ise arka bahçemizde
        olur. Bazılarının herkese açtığı ön bahçesi güllük gülistanlık olup arkasında ağır bulutlar güneşi kaçırıp ken-
        disine yer edinmiş olabilir. Bu deneme ile birlikte insanların ön bahçesinden ziyade arka bahçesinin daha
        görülmesi gereken yer olduğunu düşünüp onların o gizli bahçelerini daha da merak ettim.


               Son olarak toplamam gerekirse Nazan Bekiroğlu, denemelerinde samimi ve şiirsel dil kullanarak
        kendine edindiği soru ve cevapları karşı tarafa aktarıyor. Bazıları sorularına cevap buluyor iken bazıları yeni
        sorular ediniyor ama bana kalırsa denemenin sahip olduğu güzel etkilerinden birisi bu bence. Sonuç olarak
        herkesin alıp okuması gereken, yeni cevap ve sorular verebilecek bir kitap Mor Mürekkep. Umarım okurken
        altını çizdiğiniz satırlarda kendini bulur ve başkalarının veya kendinizin arka bahçesini merak edip öğrenir-
        siniz.





                                                    Hiranur ZENGİN
                              İstanbul Prof. Dr. Mümtaz Turhan Sosyal Bilimler Lisesi
























           102
   99   100   101   102   103   104   105   106   107   108   109