Page 56 - Türkçeyi Etkili Kullananlar
P. 56

B           aki
                                                                 BÂKÎ

                                                                                                 (1526-1600)




                                                       Hayatı ve Eserleri


           Asıl adı Mahmud Abdulbâkî olan şair, İstanbul’da doğmuştur. Medrese eğitimi almıştır. Döneminin usta
           şairleriyle tanışmış, onların şiirlerine nazireler yazarak yeteneğini geliştirmiştir. Kadılık ve kazaskerlik
           görevlerinde bulunmuştur. Kanûnî Sultan Süleyman, II. Selim, III. Murat ve III. Mehmet’in hükümdarlık
           dönemlerine tanıklık etmiştir. Şiir kabiliyetiyle Kanûnî Sultan Süleyman başta olmak üzere birçok
           devlet adamına kendisini kabul ettirmiş, “Sultanu’ş-Şuara” (Şairler Sultanı) olarak anılmıştır. Kanûnî’nin
           ölümü üzerine ona duyduğu bağlılığı dile getiren ünlü Kanûnî Mersiyesi’ni yazmıştır. Çok arzuladığı
           şeyhülislâmlık makamına yükselemeden 1600 yılında vefat etmiştir.
           Divan, Fezâilü’l-Cihâd, Meâlimü’l-Yakîn fî-Sîreti Seyyidi’l-Mürselîn, Fezâil-i Mekke adlı eserleri kaleme
           almıştır.



                               Türkçeye Katkıları



           •   Klasik Türk şiiri içerisinde “Bâkî tarzı” diye anılan klasik üslubun en önemli temsilcilerinden
               biri olan şair; ahenkli üslubu ve İstanbul Türkçesini kullanmadaki başarısıyla kendisinden sonra
               gelen şairlere de öncülük etmiştir.
           •   Klasik Türk şiirini, ses ve söyleyiş noktasında mükemmel denilebilecek bir seviyeye taşımıştır.

           •   Zamanının en büyük şairi olduğu hemen bütün edebiyatçılar tarafından kabul edilmiştir.
           •   Döneminde ve sonraki dönemlerde örnek alınan ve şiirlerine nazireler yazılan klasik şiirimizin
               bu önemli temsilcisi, özellikle Divan’ında, pek çok konu ve temaya yer verdiği gibi şiir sanatına
               dair de oldukça önemli tespit ve değerlendirmelerde bulunmuştur.

           •   İstanbul halkının kullandığı sözler ve deyimlerle süslenmiş duru dil anlayışı, Türk şiirine Bâkî
               tarafından kazandırılmıştır.

           •   Bâkî ile olgunluk noktasına ulaşan divan şiiri, ondan sonra sebkihindî, hikemî tarz gibi yeni
               arayışlar ve yeni üsluplarla kendine farklı mecralar arama ihtiyacı hissetmiştir.

           •   Kanûnî Devri ve bu devrin zenginliğini, zaferlerle sonuçlanan savaşları, İstanbul’un güzelliklerini
               kendisine has üslubuyla dile getirmiştir.
           •   Şiirlerinde ustaca betimlemeler yapan Bâkî’nin pek çok beyti bir ressam tarafından tablo hâline
               getirilebilecek niteliktedir.
           •   Rint bir kişiliğe sahip olan şairin zevke, eğlenceye düşkün
               yaradılışı ve rintçe yaşama isteği şiirlerine de yansımıştır.
           •   Şair, şiirlerindeki ince hayalleri bir ipe, üslubunu ise bu ipe
               dizilmiş mücevherlere benzetmiştir.
           •   “Ses şairi” diyebileceğimiz Bâkî, seslerin özelliklerine vâkıf   Nazire: Başka bir manzume
               biri olarak anlamı yansıtacağını düşündüğü en uygun sesleri     örnek alınarak aynı ölçü ve
               seçmek suretiyle ahenk-mana ilişkisine son derece önem          aynı uyakla yazılan şiir.
               vermiştir.




      54                                    Türkçeyi Etkili Kullananlar
   51   52   53   54   55   56   57   58   59   60   61