Page 5 - Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Öğretim Programları Okuryazarlığı Öğretmen Kılavuz Kitabı
P. 5
TÜRKIYE YÜZYILI MAARIF MODELI ÖĞRETIM PROGRAMLARI
niteliği görünmekle birlikte, bu değerlerin nasıl ve ne şekilde uygulandığı, hangi toplumlarda nasıl yansıdığı
dikkate alındığında her kültüre özgü ayrı bir eylem modeli olduğu da ortaya çıkmaktadır.
Günümüzün değişen şartlarına paralel olarak çocuklarımızın maddi ve manevi ihtiyaçları da sürekli
farklılaşmaktadır. Okulların bu hızlı değişimle ortaya çıkan yeni sorunlara çözüm üretmesi, bireyin ve toplumun
beklentilerini karşılaması ve çağın gerektirdiği yeni şartları sağlayabilme adına programda değişiklikler
yapılması beklenen bir durumdur. Ancak yeni yüzyılın ortaya koyduğu çok yönlü gerçekler yeni bir vizyonu,
güçlü bir misyonu doğurmuştur. Programın bileşenlerinden olan Erdem Değer Eylem Çerçevesinin ortaya
konmasında da yapısal değişime gidilmiş tüm bileşenlerle uyumlu bütüncül bir bakış esas alınmıştır.
Erdem Değer Eylem Çerçevesi'nde öğrencilerin hem milli manevi değerlerin yaşandığı huzurlu aile ve toplumu
hem yaşanabilir bir çevreyi hem de içsel ahenge sahip huzurlu insanı ortaya çıkartabilmek için sahip olması
beklenen değerler birlikte ele alınmıştır. Bunun önemli bir gerekçesi; birbiriyle tutarlı, birbirini destekleyen,
içten dışa doğru bir silsile olarak bütünlüğü koruyan bir model oluşturma misyonudur. Dolayısıyla diğer
bileşenlerle olan bağın kurulması için modelin iç uyumundaki stratejik bağlamlar önemlidir.
3.1.3. Değerler Eğitimi Ortamları
Değerleri sadece teorik çerçevede değil hayatın içinde uygulanması sağlanarak öğrencinin içselleştirmesine
destek olmak, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin vazgeçilmezidir. Ders esnasında öğrenci, görsel yazılı aktif
uygulamalarla Erdem Değer Eylem Çerçevesini (EDE) öğrenmektedir. Ancak sonrasında öğrenilen değerlerin
yaşam alanlarında pratik olarak uygulanması gerekir. Değerler hayata tatbik edildiğinde ve farklı ortamlarda
yaşandığında öğrenim kazanıma dönüşmüş olur. Değerler eğitiminden beklenen çıktı, teorik veya yazılı olarak
verilen bilgilerin geçici hafızaya alınarak salt bir ölçme-değerlendirmeye tabi tutulması değil, asıl olarak
yaşantıya dönüştürülmesidir.
Değerlerin öğrenilmesi; öncelikle olumlu bir sınıf iklimi içinde, anlamlı bağlamlar ve çok yönlü etkileşimleri
içeren bir ortamda gerçekleşir. Değer öğretimi uygulamalarında öğrencilerin aktif katılımını sağlayacak; onları
sorgulamaya, derin ve anlamlı öğrenmeye yönlendirecek etkinlikler ile bilgi ve becerilerin birlikte kullanılması
esas alınır. Değerleri yaparak yaşayarak öğrenme fırsatları ile düşüncelerin değer merkezli eylemlere dönüşmesi
desteklenmelidir. Öğrencilerin değerler hakkındaki düşünce ve duygularını paylaşarak bir anlamda birbirlerine
yakın perspektiflerde ortak bir gelişim alanı oluşturacakları çalışma ve düşünme etkinlikleri yapılandırılabilir.
3.1.4. Değer Eğitimi Yaklaşımları ve Yöntemleri
Değerlerin kazandırılmasında tercih edilen birçok yaklaşım ve yöntemi bulunmaktadır. Bu yaklaşımlardan
değer aktarma (telkin) yaklaşımı, değer açıklama (belirginleştirme) yaklaşımı, değer analizi, ahlaki muhakeme
yaklaşımı, eylem öğrenme yaklaşımı ve gözlem yoluyla öğrenme yaklaşımı; yöntemlerden ise tartışma, soru-
cevap, rol oynama, drama, örnek olay, gezi gözlem, işbirlikli öğrenme, yaparak yaşayarak öğrenme, eğitsel
oyun, görsel-film yorumlama ve proje tabanlı öğrenme aşağıda detaylandırılmıştır.
Değer Aktarma-Telkin Yaklaşımı
Bilinen en eski yöntem olup, öğrencilere belirlenen değerlerin kazandırılmasında kullanılır. Özellikle ilköğ-
retim aşamasında olan öğrencilere temel değerlerin öğretilmesinde etkilidir. Öğrencilerin sorgulama becerisi
sürece dâhil edilmeden değer aktarımına dayanmaktadır. Uygulama noktasında tarihsel ve kurgusal ahlaki
hikâyeleri okuma, anlatılan ahlaki durumları dinleme, belirli gün ve haftalarda yapılan etkinliklere katılma gibi
yöntemlerle; model olma, olumlu ve olumsuz pekiştirme, oyunlar ve taklitler ya da rol oynama kullanılabilir.
Kültürel yaşantımızda da sıklıkla kullanılan bu yöntemin güzel örnekleri vardır. Mevlana’nın Mesnevi’sinde
yer alan kıssaları Hoca Ahmet Yesevi’nin Divan-ı Hikmet’teki sohbetleri birer örnektir. Eski Türklerde gö-
çebe yaşam biçimlerine uygun olarak nasihatlerle, telkinlerle, sohbet ve ritüellerle değerlerin kazandırıldığı
görülmektedir. Kültürel mirasın kazandırılması şiir, söyleşi, masal, kitabe ve birçok gelenek ile süregelmiştir.
Burada model almalar, pekiştireçler önemli yer tutmaktadır.
5