Page 324 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 324

159       TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 11                          Ortaöğretim Genel Müdürlüğü




           Elinde bir mektupla karım içeri girerek:
           — Sana bir mektup var, dedi.
           Zarfı açtım. Mektup harpten sonra Arjantin’de yerleşmiş bulunan, arkadaşım, Polonya Tatarı, Mirza
           Sabirski’dendi. Mirza Sabirski, kendi hayatından uzun uzadıya bahsettikten sonra mektubunu şöyle
           bitiriyordu:
           Uruguay’dan aldığım bir habere göre, orada ağır orman işlerinde çalışan Sadık Turan adlı bir Kırım
           Tatarı Allah’ın rahmetine kavuşmuş. Tanıdığım bildiğim değilse de el diyarında da olsa toprağı bol
           olsun.
           Mektup ellerimden kayıp düştü. Oturduğum koltukta, kollarım iki yanıma sarktı. Boğazıma bir yum-
           ru tıkandı. Boğuluyor, konuşamıyordum. Yavaş yavaş açıldım, bu sefer birden boşanan gözyaşları
           arasında Sadık’ı andım. Hey gidi dünya!.. Kader onu nerelerden alıp nerelere atmıştı.
           İşte hâtıraları önümde, için için ağlayarak tekrar okuyorum.
           (…)
                                                                                     Roma, 23.7.1946
           Ayrılırken, doktor:
           — O esir kamplarında geçirdiğin hayatı iyice hatırlamaya çalış, önümüzdeki hafta bana anlatırsın.
           Böylelikle korkularının kökünü bulur, iyi etmeye çalışırım seni, demişti.
           Susmuştum, cevap vermemiştim. Otele dönerken paramın azaldığını düşünüyordum. Param bittikten
           sonra, doktorsuz nasıl yaşayacağım?.. Mehmet’i ve mektubunu hatırladım. Güney Amerika’nın ıssız,
           vahşi ormanlarında çalışmak istiyor! Niçin ben, yalnız ben, ümitsiz, kolum kanadım kırık, sürükleniyo-
           rum? Mehmet’in mektubuna cevap yazmak kararıyla odama girdim. (…) “Hâtıralar”a altı ay önce baş-
           lamıştım. Tamamlayabilecek miyim; bilmiyorum. Marya’dan mutlaka bahsetmek istiyorum. Marya’sız
           “Hâtıralar” olur mu? Marya gece yarısına kadar gözlerimin önünden gitmedi. Kalkıp yazmak istedim.
           Ama Marya’dan önce esirlikte ve lejyonda geçen günlerimden bahsetmem lâzım.
           (…)
                                                                            Cengiz Dağcı, Korkunç Yıllar

          1.  Yazarın, romanı kurgularken anı türünden faydalanmasının nedeni ne olabilir?








          2.  Metnin içinde yazarın yer yer sözü kahramanlara bırakarak diyalog tekniğini kullanmasının olayın
             akışına etkisi ne olabilir?








          3.  Okuduğunuz metin, Sadık Turan adlı bir Kırım Tatarı’nın Ruslarla yaşadıklarını ve İkinci Dünya
             Harbi sıralarında başından geçenleri anlattığı hatıralardan oluşan bir romandan alınmıştır. Yazarın,
             romanda Kırım Tatarlarının uğradıkları zulmü anlatırken olay örgüsünde tarihî ögeleri kullanma-
             sının amacı ne olabilir?









          322
                                                                                      Hazırlayan: Hilal ASLAN
   319   320   321   322   323   324   325   326   327   328   329