Page 407 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 407
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 11 200
7.ÜNİTE > Tiyatro Kazanım A.3.12: Yazar ile metin arasındaki ilişkiyi değerlendirir.
Alan Becerileri: Okuma Becerisi Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
Etkinlik İsmi Metni İnceleyerek Yazarını Tanıyorum 20 dk.
Amacı Metnin içerik ve şekil özelliklerinden yola çıkarak yazar hakkında çıkarımlarda bulunabilmek. Bireysel
Yönerge Aşağıdaki metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız.
(Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
Birtakım İnsanlar
OĞLAN — Anlatalım isterseniz. Dinleyin bizi. (Oynarlar.) Ne düşünüyorum, biliyor musun?
KIZ — Balkonumuzu, değil mi?
OĞLAN — Bilemedin, odamızın penceresini.
KIZ — Bütün denizleri görür penceremiz.
OĞLAN — Bütün sardunyaları alır balkonumuz.
KIZ — Basma perdeler asarım penceremize. Kendi penceremizden seyrederiz sokağımızı.
OĞLAN — Göğümüz masmavi olur, bulutlarımız bembeyaz.
KIZ — Şimdi gök masmavi, bulutlar bembeyaz değil mi?
OĞLAN — Ben seni düşünüyorum. Çocukluğunu düşünüyorum, bebeklerini, başparmağının ter-
siyle düzlediğin çikolata yaldızlarını.
KIZ — Benim hiç bebeğim olmadı. Ben hep, üstüne kalemle kaş göz çizilmiş eski püskü bezler ya-
tırdım dizime. Tahta parçalarını emzirdim. Kutu kapaklarına ninni söyledim. Okuma kitabımın ara-
sında, hışır hışır yaldızlarım vardı. Çikolata yiyen çocuklardan alırdım. Sen çocukken çok çikolata
yedin mi?
OĞLAN — Çocukken sevdiğim her şey biraz çikolata idi benim için. Erik pestilini çikolata niyetine
yalardım. Ekmeğin kıtır yerini çikolata niyetine koparırdım. Annemi öpünce bir çikolata tadıgelirdi
ağzıma. Çakım, içi bilyeli düdüğüm çikolata gibi kokardı.
KIZ — Çocukken sevdiğim her şey biraz bebekti benim için. Tüylerini sivri diliyle yalayan kedimin
bıyıklarını bebeğe benzesin diye kesmiştim. Kundaklardım kedimi, beşiğe yatırırdım, altını temizler-
dim. Kucağımdan sıçrayarak kaçınca yüz üstü bırakılan ananın acısını duyardım. Durmadan evcilik
oynardım. Ütülü beyaz çamaşırın, işlemeli mendilin, evin, mutfağın, balkonun, daha o zamandan
tadını bilirdim. Ne olurdu bir mahallede otursaydık! Komşu olsaydık! Birlikte oynasaydık!
OĞLAN — Ben o zamanlar Afrika’nın balta girmemiş ormanlarında vahşi hayvan avlıyordum. Ok-
yanustaki gemilerde miço idim. Ben o zamanlar Roma kralı, korsan, kaptan, silah kaçakçısı, kamçılı
adam, Tarzan’dım.
KIZ — Benimle oynamaz mıydın yoksa?
OĞLAN — Seninle oynamak mı? Sen her oyunda, her serüvende yanı başımdaydın. Ne çabuk unut-
tun? Ne çabuk unuttun, üstüne atlarken havada vurduğum kaplanı, bir kurşunda ayaklarının ucuna
serdiğim gergedanı? Sen vardın o zaman. Ben dut ağacının üstünde, gemide, Kara Korsanla kılıç
tokuştururken sen dut ağacının altında gözcülük ederdin. Dikkat, diye bağırırdın, orta direğin baş
kasara ile kesiştiği yerde bir düşman gemisi! Kara Korsan’ın işini oracıkta bitirir, geminin toplarını
düşmana çevirirdim, ne çabuk unuttun! Seni yamyamların elinden ben kurtarmadım mı? Define
adasının bütün incilerini, zümrütlerini, yakutlarını, avuç avuç ceplerine ben doldurmadım mı?
KIZ — Başka biriyle karıştırıyorsun beni. Ben seni tanımazdım, ama bilirdim günün birinde gelece-
ğini. Hep seni beklerdim. Gelse de evimizi tutsak, balkonumuza sardunyalarımızı, ıtırlarımızı dizsek,
penceremize perdelerimizi assak derdim.
405