Page 433 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 433

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü                         TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 11          213

             8. ÜNİTE > Eleştiri  Kazanım A.4.4: Metnin ana düşüncesi ve yardımcı düşüncelerini belirler.
             Alan Becerileri: Okuma Becerisi  Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
             Etkinlik İsmi                           Dil ve Metin                                30 dk.

             Amacı     Metnin ana düşüncesini ve yardımcı düşüncelerini belirleyip metni daha iyi anlayabilmek.  Bireysel

               Yönerge  Aşağıdaki metni okuyunuz. Metinden hareketle soruları cevaplayınız.
                     (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)

                                       Dersler Başladı, Türkçe Öğretimine Katkı
             Dil yazıları; hitap ettiği kesime göre söz varlığı, terimleri,
             anlatımı bakımından farklılık gösterir. Bunların örnekle-
             rine eskisi kadar çok rastlayamıyoruz. Bilimsel verilerin
             ışığında dilin bazı incelikleri, dildeki bozulmalar veya dil-
             deki gelişmeler işlenir; toplumda yaygın olarak yapılan dil
             hataları üzerinde durulur; Türkçe karşılıklar önerilirdi. Dil
             yazılarının bir bölümü de Türkçenin eğitimi ve öğretimi,
             ders kitaplarıyla ilgiliydi. Gönül arzu ediyor ki okullardaki
             Türk dili eğitimini ve öğretimini konu alan yazılar şimdi
             de çıksın, tartışmalar yapılsın. Kültür dergileri, gazetelerin
             kültür sayfaları veya eklerinde dil yazıları yok. Eğitim öğre-
             tim çağında olanların kendi düzeylerine uygun başvuraca-
             ğı kültür, dil ve edebiyat konularını içine alan yayınlar artık
             çıkmıyor. Ağırlık test kitaplarına verilmiş. Bu durumda, dil
             ve edebiyatla ilgili bilgilere ders kitaplarını okuyarak veya öğretmenleri dinleyerek ulaşılıyor. Katetmek,
             menetmek, defetmek gibi fiillerin neden bitişik yazıldığının sebebini; biçimce aynı olan olumsuzluk
             eki -ma (-me) ile fiilden ad yapan -ma (-me) ekinin birbirinden ayrılan yanlarını, bağlaç olan ki ile
             ilgi bildiren -ki ekinin farkını öğrenciler ilk ve ortaokul sıralarında öğrenir. Zamanla bunlar unutulup
             gider. Beklediğimiz ise Türkçedeki yabancılaşmanın basında, okulda konu edilmesidir. Ancak gündem-
             de olan ve daha çok ihtiyaç duyulan yabancı dil öğrenimi, yabancı dille eğitimdir. Ülkemizde öncelik
             Türkçe öğreniminde değil yabancı dil öğretimindedir. İkisini bir arada yürütmek veya Türkçeyi daha
             çok öne çıkarıp öğrenci yetiştirmek fikri gündemde değil. Koşullar giderek yabancı dile öncelik veriyor.
             Türkçeyi ses ve yapı kurallarına göre yerinde kullanmak, yazmak bir meziyet sayılmıyor. Gözüm, akıcı
             bir üslupla konuşan kimseleri arar. Toplu hâlde bulunduğum ortamlarda böyle birine rastlayıp konuşu-
             lanları dinlemek isterim. İçinde bulunduğumuz ortama bakıp Türkçenin geleceği hakkında olumlu bir
             kanaatte bulunamıyorum.
             (…)
             Türk Dil Kurumunda benim de içinde bulunduğum kurul, prospektüs için “tanıtmalık” karşılığını
             önermişti. Yapısı kurallı bu öneri ilgi görmedi veya yeterince tanıtılmadı. Bütün bu tür “akıllı” uy-
             gulamalar dolayısıyla söz varlığımız İngilizce kelimelerle doldu. Şimdi Türkiye’de yerli malı kullanma
             fikri gelişiyor. Acaba bu yerli mallar arasına Batı kökenli kelimelere bulunmuş şu Türkçe karşılıklar
             girer mi? Bu yolda bir girişim olur mu, bu konu dile getirilir mi? Aktivite-etkinlik, parametre-değişken,
             hidrofor-subasar, fizibilite-yapılabilirlik, orijinal-özgün, antrenör-çalıştırıcı, organizasyon-düzenleme,
             sömestir tatili-yarı yıl tatili, anemi-kansızlık, mesaj-ileti vb. Yazılı veya sözlü yayınlarda Batı kökenli
             yabancı bir kelime geçti mi ne olduğu merak edilmiyor; anlamı, kullanılacağı yer öğrenilmiyor. Bundan
             dolayı o tür kelimeler dilde değişik anlamlarda kullanılıyor. Endeks mi indeks mi, master mi mastır mı,
             entegrasyon mu integrasyon mu, entegre mi integre mi, aralarında fark mı var? Dilde “taklit” biçiminde
             bir kelime var, bunun yerine neden imitasyon kullanalım? Bunlarla kafamızı meşgul etmek istemiyo-
             ruz. Film vizyona girdi yerine film gösterime girdi demeyi insanlar basit buluyor. Türkçe hızlıca yaban-
             cılaşıyor, Türkçe sözleri seçip kullanma bilinci zayıfladı. Bu olumsuzluğu saklayamayız.
             (…)
             Türkçe açısından da yapılacak çok iş var. Özellikle üniversite düzeyinde terimler, dünyadaki gelişmelere
             koşut olarak alabildiğine yabancılaşıyor; dil söz varlığı, kuralları açısından yıpranıyor. Bu bakımdan
             bütün eğitim öğretim sistemi içinde Türkçe eğitimi öğretimi için de ayrıntılı çalışmalara ihtiyaç var…
                                                                                                                              Hamza Zülfikar, Türk Dili Dergisi


                                                                                                   431
   428   429   430   431   432   433   434   435   436   437   438