Page 437 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 437
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 11 215
8. ÜNİTE > Eleştiri Kazanım A.4.5: Metindeki anlatım biçimlerini, düşünceyi geliştirme yollarını ve bunların işlevlerini belirler.
Alan Becerileri: Okuma Becerisi Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
Etkinlik İsmi Bir Eleştiri Nasıl Yazılır? 30 dk.
Bir metinde kullanılan farklı anlatım biçimlerinin ve düşünceyi geliştirme yollarının metne katkısını belirleye-
Amacı Bireysel
bilmek.
Yönerge Aşağıdaki metni okuyunuz. Metinden hareketle soruları cevaplayınız.
(Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
Hikâye Aşkına
Türk edebiyatının son dönemlerde en çok dikkat çeken genç öykü yazarlarından Aykut Ertuğrul’un
üçüncü kitabı İki Dünyanın Ustası geçtiğimiz günlerde okurlarıyla buluştu. İlk iki kitabı Keyfekader
Kahvesi ve Mümkün Öykülerin En İyisi’nden sonra gelen bu üçüncü kitapla yazar, öykü dünyasındaki
yerini daha da belirginleştirdi.
Aykut Ertuğrul, öykü yazarken aynı zamanda hikâye anlatan bir yazardır. Başka bir deyişle, anlatacağı
hikâyelere öyküyü araç kılan ve yazdıkları üzerinden sözünü söyleyen bir yazardır. Cemal Şakar bu
hususta şöyle der: “Öykü yazmazsak bir şey olmaz ama hikâye anlatmazsak çıldırabiliriz.” Çünkü biz,
hikâye anlatırken yeniden düşünürüz, yeniden hatırlarız, toplumsal hafızamızı böyle oluştururuz. İşte
Aykut Ertuğrul, bütün bunların farkında ve yazdığı öyküleri anlattığı hikâyelere vesile olarak kulla-
nıyor. Bu önemli. Çünkü bugün, hikâyesiz metinler postmodern bir yenilik olarak sunuluyor okura,
“hikâye” metinlerden bilinçli olarak uzaklaştırılıyor, böylece ortaya melez bir edebiyat çıkıyor. Aykut
Ertuğrul ise modern öykünün imkânlarıyla klasik hikâyeyi yeniden buluşturuyor ve bu dayatılan anla-
yışın karşısına çıkıyor yazdıklarıyla.
Aykut Ertuğrul’un öykülerinde zaman alabildiğine esnektir. Örneğin kitaba adını veren İki Dünyanın
Ustası adlı öyküsünde Hz. Âdem de vardır, Hz. Nuh da, Hz. İbrahim de, Hz. Yusuf da, Hz. Musa da.
Kıssaların dizilişi olay örgüsü içinde öyle bir sıralanır ki hepimizin aşina olduğu bu kıssalar bambaş-
ka bir anlam kazanır. Kahramanların arasındaki yüzlerce, belki de binlerce yıllık zaman farkı bizi hiç
rahatsız etmez. Ayrıca Kur’an-ı Kerim’den alıntıladığı ayetleri öykü kurgusunun içinde veriş biçimi de
didaktiklikten tamamen uzaktır. O, bu ayetleri okuyucuya akıl vermek için değil, öykünün atmosferini
desteklemek için kullanır. Böylece okuyucu, karşısında kendisine vaaz veren bir yazar değil, hikâyesini
coşkuyla anlatan, eski zamanlardan bir hikâye anlatıcısı bulur.
Öykülerinin zamanı ne olursa olsun, Aykut Ertuğrul bugünün hikâyesini anlatır. Çünkü onun ele aldığı
bütün meseleler insandaki değişmeyenlerdir. Hırs, özlem, aşk, sevgi, nefret, haset, utanç gibi değişme-
yen duygular üzerinden gerçekçi hikâyeler anlattığı için onun öykü dili bütün zamanları kapsar. Öy-
külerindeki farklı zamanları, bugünün problemlerine bağlamak için tıkır tıkır işleyen bir olay örgüsü
kurgular ve bambaşka bir atmosfer ortaya koyar. Bu kurgu, öykünün zamanını önemsiz kılar ve ele
aldığı meseleyi tüm zamanların meselesi hâline getirir.
Burada değinmeden geçemeyeceğimiz bir başka mesele de Ertuğrul’un ilk öykülerinden beri karşımıza
çıkan fantastik unsurlardır. Yazarın fantastik edebiyata özel bir ilgisi olduğu öykülerinde açıkça görü-
lüyor. Bu, yalnızca modern fantastik yazarlardan bir etkilenmişlik değil elbette. Aynı zamanda Doğu
edebiyatını da iyi bilmesinden ve dikkatli okumalar yapmasından kaynaklanıyor. Yazarın Bin Bir Gece
Masalları, Beydeba, Hamzaname, Battalname gibi kimi Doğu klasiklerini çok erken yaşlarda ve ilgiyle
okuduğunu biliyoruz. Bu ilgi bugün, bu eserlerle beraber Tolkien, Ursula Le Guin, Borges gibi Batı-
lı fantastik yazarların eserleriyle harmanlanmış, yeni bir edebiyat dili olarak karşımıza çıkıyor. Bunu,
Aykut Ertuğrul’un fantastik unsurları öykülerinde sadece bir imkân olarak kullandığı şeklinde değil,
yeniden değiştirip dönüştürdüğü bağlamında okumak gerekir diye düşünüyorum.
(…)
Akif Hasan Kaya, İtibar Dergisi
435