Page 465 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 465

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü                         TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 11          229

             8. ÜNİTE > Eleştiri  Kazanım A.4.12: Metni yorumlar.
             Alan Becerileri: Okuma Becerisi  Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
             Etkinlik İsmi                      Dilimize Yabancı Kaldık                          25 dk.

             Amacı     Metni eleştirel bir bakış açısıyla okuyarak metinle günlük hayat arasında bağlantı kurabilmek.  Bireysel
               Yönerge  Aşağıdaki metni okuyunuz. Metinden hareketle soruları cevaplayınız.
                     (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)

                                                 Dilimize Bulaşanlar
             Her felaket dilimize yeni kelimeler katıyor. Felaketlerin
             veya felaket korkularının insan zihninde beklenmedik
             bir uyanıklığa ve dikkat yoğunluğuna sebep olduğu
             söylenebilir. Zihnin bütün hücreleriyle kendini koru-
             mak için açık olduğu bu zamanlarda yeni kavramlar
             doğuyor, günlük dile yeni kelimeler katılıyor. Bu yeni
             kelimeler, öyle yeni yapılmış sözler de değil. Belli bir
             meslek grubunda bilinen kelimeler, o mesleği icra
             edenlerin dilinden günlük dile yayılıyor; bir anlamda
             da avamileşiyor. Bunların çoğu terim/ıstılah dediğimiz
             söz varlıkları. Terim ise belli bir bilim dalının kavram-
             larını, nesnelerini, fiillerini ifade eden kelimeler. Terimler; sadece bir bilim dalının uzmanları arasında
             dolaşan sözler olarak kalınca kendi esrarlı dünyalarında var olmaya devam ediyor, o meslek uzmanla-
             rının gizli dilinin anahtarları gibi müphem, biraz kışkırtıcı ve her zaman koyu bir sisin içinde duruyor.
             Ne zaman ki herhangi bir sebeple bu sis ortadan kalkıyor, o kelimeler; günlük dilin ortak malı, avami
             söz varlıkları oluveriyor, bütün karizmaları kayboluyor. Popüler sporlarla ilgili yüzlerce kelime, sadece
             bu sporlar popüler oldukları için günlük söz varlığımıza girmiştir. Taçı (touch), korneri (corner), of-
             saytı (off-side) bilmeyen erkek yok gibidir. Hava ulaşımı on beş sene öncesine kadar yalnızca varlıklı
             olanlarımızın tercihi iken bugün her şehre her öğrenci, her asker, her amca, her teyze uçakla gitmeye
             başlamış; check-inler, boardingler, baş üstü dolabı, taksi, park pozisyonu gibi yerli yabancı sözler de
             hepimizin kelime dağarcığında yer edinmiştir. Sekseninde bir ninenin, dedenin üniversite öğrencisi
             torununa “Evladım, acele edelim de havaalanına erkenden varalım, check-in bitmeden, boarding ta-
             mamlanmadan uçağa binelim, sonra baş üstü dolaplarında çantamızı koyacak yer kalmıyor. Bir de acil
             çıkışta otursak ne iyi olurdu, diz mesafesi daha iyi oluyor…” demesini yadırgamayız.
             Bilgisayar terimleri de öyle değil mi? Yediden yetmişe her birimiz, temel bilgisayar terimleri konusunda
             uzman olduk. Uzman olmadık hadi ama bu aletler, bu sistemler hayatımızın her yerine girdikçe bunları
             ifade eden kelimeler terim olma lüksünü, süsünü, cakasını kaybedip sıradanlaşıverdi. Tabii, günlük
             dilimiz biraz da böyle zenginleşiyor. Dilimizin zenginleşmesini, insanların daha çok kelimeyle meram-
             larını anlatmasını hep isteriz. İsteriz de sık sık da tartışırız. Bunlar alındığı yerden geldiği gibi mi dur-
             sun? Fransızcaysa Fransızca, İngilizceyse İngilizce mi olsun? Hatta yazılışlarını bile değiştirmeden öyle
             dursunlar mı? Yoksa bunların en azından imlalarını değiştirelim, yapabiliyorsak da bunları Türkçeleş-
             tirelim mi? Bu konuda her türlü dil durumuyla karşılaşıyoruz. Kelime bir başka dile ait, ne yazılışı ne
             söylenişi değişmeden geliyor. Kelimenin yazılışı değişiyor, söylenişiyle geliyor. Kelime Türkçeye aktarı-
             larak, çevrilerek geliyor. Kelime alındığı dildeki biçim ve edasını değiştirmeden gelince bazen kızıyoruz,
             yok mu bunun Türkçesi diye bağrışmaya başlıyoruz. Türk Dil Kurumu uyuyor mu, diye söyleniyoruz;
             bazen de o yabansı hâliyle kullanmaktan âdeta gizli bir zevk alıyoruz; hele başlangıçta o terimin kulla-
             nıldığı alanın uzmanıysak “Aman efendim, bu çevrilemez, bütün dünya buna bunu diyor!” savunması-
             na geçiyoruz; o yabansılık bizim uzmanlık ayrıcalığımızın biraz daha sürmesini sağlıyor. Kimi zaman
             güzel çevirilerle karşımıza çıkıveriyor bu terimler, hiç yabancılık çekmeden aramıza karışıveriyor. Kimi
             zaman ise bizden gibi görünse de bir acayip uzaklık, soğuklukla geliyor… Öyle veya böyle hepsi dilde
             yerini alıyor.
             (…)
                                                                              Hayati Develi, Türk Dili Dergisi
             Kelime Dağarcığı:
             avam: Alt tabaka. caka: Gösteriş. ıstılah: Terim. icra: Yapma, yerine getirme, bir işi yürütme. müphem: Açık ve belirgin
             olmaksızın.



                                                                                                   463
   460   461   462   463   464   465   466   467   468   469   470